Türkiye’deki Kütüphane Sayısı Açıklandı

Türkiye’de 2017 yılı itibarıyla 1 milli, bin 146 halk, 564 üniversite ve 26 bin 415 örgün ve yaygın eğitim kurumu olmak üzere toplam 28 bin 126 kütüphane faaliyet gösteriyor.

Türkiye’de geçen yıl itibarıyla 28 bin 126 kütüphane bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2017 yılına ilişkin kütüphane istatistiklerini açıkladı. Buna göre, ülke genelinde geçen yıl itibarıyla 1 milli, bin 146 halk, 564 üniversite ve 26 bin 415 örgün ve yaygın eğitim kurumu olmak üzere toplam 28 bin 126 kütüphane faaliyet gösteriyor.

Milli Kütüphanenin 26 bin 478, halk kütüphanelerinin 2 milyon 201 bin 39 ve üniversite kütüphanelerinin 3 milyon 814 bin 500 üyesi bulunuyor. Geçen yıl Milli Kütüphane’deki kitap sayısı 1 milyon 410 bin 489 olarak tespit edildi. Buradaki diğer materyalin sayısı ise yüzde 18,4 artarak 184 bin 316 oldu.

Milli Kütüphaneden yararlananların sayısı geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 1 azalarak 629 bin 905 olarak kayıtlara geçti. Aynı dönemde kayıtlı üye sayısı ise yüzde 1,9 azalarak 26 bin 478’e düştü.

Halk kütüphanelerinin sayısı geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 0,8 artarak bin 146 oldu. Halk kütüphanelerindeki kitap sayısı bu dönemde yüzde 6,2 artışla 19 milyon 993 bin 613’e ulaştı. Bu kütüphanelerdeki kayıtlı üye sayısı aynı dönemde yüzde 29,7 artışla 2 milyon 201 bin 39’a yükseldi. Bu kütüphanelerden yararlananların sayısı yüzde 7,8 artarak 25 milyon 91 bin 232’ye çıktı. Halk kütüphanelerindeki diğer materyal sayısı ise geçen yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 2,4 azaldı.

ÜNİVERSİTELERDEKİ KİTAP SAYISI ARTTI

Üniversite kütüphanelerinin sayısı geçen yıl 564 olarak kayıtlara geçti. Buralardaki kitap sayısı bir önceki yıla göre yüzde 7,5 artışla 16 milyon 385 bin 532’ye çıktı. Kayıtlı üye sayısı ise bu dönemde yüzde 0,1 artarak 3 milyon 814 bin 500’e yükseldi.

Resmi okul, özel okul ve özel kurs kütüphanelerini kapsayan örgün ve yaygın eğitim kütüphanelerinin sayısı ise 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 3,2 azalarak 26 bin 415’e geriledi. Bu kütüphanelerdeki kitap sayısı aynı dönemde yüzde 2,6 azalarak 26 milyon 707 bin 127 oldu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.