Turgut Cansever Kimdir?

Turgut Cansever kimdir? Eğitim ve iş hayatı nasıldı? Yapıtları ve eserleri nelerdir?

Turgut Cansever. Türk mimar, şehir plancısı, düşünür. 12 Eylül 1921’de Antalya’da doğdu, 23 Şubat 2009'da İstanbul'da öldü.

EĞİTİM HAYATI

İlkokulu Ankara ve Bursa'da okudu. İlkokul yıllarından sonra ailesi İstanbul'a taşınmıştı. Lise öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladı. Meslek eğitimini İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü’nde yaptı, 1946’da mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde hazırladığı "Osmanlı ve Selçuklu Mimarisinde Sütun Başlıkları" adlı teziyle 1949’da sanat tarihi doktoru, “Bugünün Mimarlığının Temel Meseleleri” adlı teziyle de 1964’te doçent oldu.

İŞ HAYATI

1950-1951’de Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretim üyeliği yaptı. 1957-1960 arasında İstanbul Belediyesi’nde planlama danışmanı, 1960’ta Marmara Bölgesi Planlama Teşkilatı başkanı, 1961-1962 arasında İstanbul Belediyesi planlama müdürü, 1974’te imar ve İskân Bakanlığı danışmanı, 1974-1975 arasında İstanbul Metropoliten Planlama Dairesi başkanı, 1975-1980 arasında İstanbul ve 1980’de Ankara belediye başkanı danışmanı olarak çalıştı. Ayrıca 1974’ten 1977’ye değin Avrupa Konseyi Türk Delagasyonu ve 1983’te Ağa Han Mimarlık Ödülü Büyük Jürisi üyelikleri yaptı.

Katıldığı birçok ulusal mimarlık yarışmasında çeşitli ödüller aldı, bu arada 1960’ta İstanbul’da Beyazıt Meydanı'nın yeniden düzenlenmesi için açılan yarışmada birinci oldu. İkisi 1980, biri de 1992'de olmak üzere Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü kazanarak dünyada üç Ağa Han Mimarlık Ödülü almış tek mimar oldu.

Cansever mimarlığın, evrensel inanç ve değer sistemlerinin yansıdığı yüksek düzeyde bir seziş, bilgi ve duyarlık ürünü olduğunu ileri sürmüştür. Tarihsel mimarlık mirasını oluşturan öğelerin, çevrelerindeki ölçü ve düzen içinde korunması gerektiğini savunmuştur. Yapılarında, yöresel öğeleri de göz önünde tutarak, geleneksel özle güncel anlayışı bütünleştirmeye çaba göstermiştir.

MİMARİ ESERLERİ

  • Sadullah Paşa Yalısı restorasyonu, 1949-1951, İstanbul
  • Anadolu Kulübü, 1951-1957,Büyükada/Istanbul
  • Karatepe Açık Hava Müzesi, 1957, Kadirli/Ankara
  • Türk Tarih Kurumu Yapısı (E.Yener ile), 1951-1967, Ankara (1980 Ağa Han Ödülü)
  • Çürüksulu Yalısı restorasyonu, 1968-1971, Salacak/İstanbul
  • Ertegün Evi, 1971-1973, Bodrum (1980 Ağa Han Ödülü)
  • Demir Evleri Projesi - Bodrum (1992 Ağa Han Ödülü)

KİTAPLARI

  • Şehir ve Mimari
  • Ev ve Şehir
  • Kubbeyi Yere Koymamak
  • Şehir ve Mimari Üzerine Düşünceler
  • İstanbul'u Anlamak

Kaynak: nedirler.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.