ümit

Her Türlü Hâlde Allah'ı Zikretmek

Cenâb-ı Hak, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’i, Allâh’ı çok çok zikretmenin en kâmil örneği olarak bizlere takdîm etmektedir.[1] O -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; korku, ümit, sıkıntı, rahatlık gibi her türlü hâlde, dinlenirken, çalışırken, yürürken, dururken, gece, gündüz, hâsılı her hâlükârda Allah Teâlâ’yı zikir hâlindeydi. Ashâbına ve ümmetine de böyle olmalarını tavsiye buyururdu.

Cennete Çağıran Âyetler

“Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır.”2 âyeti sanki beni alıp götürüyor; mü’minleri cennete çağıran diğer âyetlerle birer birer buluşturuyor. Rabbimin mü’minleri dâr-ı selâma davet edişindeki sıcaklığı satırlar vasıtasıyla sadırlara taşıyabilme ümidi doğuyor içime. 

Hiçbir Zaman Ümidini Kaybetme!

Hazreti Mevlânâ Mesnevî'de başımıza gelen belalardan sebep hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemeyi ifade sadedinde şöyle bir örnek veriyor.

Asr-ı Saadette İbadet Titizliği

Asr-ı Saâdet toplumu, ibadetlerini büyük bir îtinâ ile îfâ eder, ancak hiçbir zaman kendilerini bu hususta yeterli görmezlerdi. Onlar dâimâ "Korku ile ümit arasında" yaşarlardı.

Allah'tan Ümit Kesilmez

En’âm sûresindeki “O, merhamet etmeyi kendi zâtına farz kıldı.”1 müjdesi gönüllerimize olanca sıcaklığıyla doğuyor; bir umut ve merhamet aşısı olup inancımızı tahkim ediyor.

Vicdan Hatırlatır Tarih Unutmaz!

İnsanlar vardır kalpleri gibi aydınlıktır yüzleri. Gözleri, güzel günler görecek olmanın heyecanını muştularken, sözleri kalbinize her daim ümit tazeletir; iyiliğin, güzelliğin, doğruluğun mutlak galibiyetine dair.

Sâlih Zatlar İnsandan Ümit Kesmez

Güzel ahlâkın hizmette ne büyük bir tesir husûle getirdiğini gösteren şu misâl, ne kadar da ib­ret­li­ktir.

Günah İşleme Özgürlüğümüz Var mı?

“Günah”, «suç» mânâsına gelen Farsça bir kelime… Dînî bir kavram olarak; “ilâhî emir ve yasaklara aykırı fiil ve davranış” anlamına geliyor. Günümüzde gençler arasında kafa karışıklığı yaratmaya başlayan bu kavram çerçevesinde yazar Fatma Halime Sağım gençlerin yaşadıkları sorunları ve bununla ilgili sordukları soruları cevaplandırıyor.

Müslüman Dâima İyimser Olmalı!

Hiçbir hayırlı gelişme hakkında ümitsiz olmayın. Olmaz demeyin. En beklenmedik ve en umulmadık mevzularda bile, eğer Cenâb-ı Hak dilerse neler olmaz ki! O dilediğinde, kaskatı taşların içinden bile, nice billûr şelâleler akıtmıyor mu? O dilerse ateşi gülistana çeviriyor. O dilerse, en olmazlar dahî, olur hâle geliyor. Velhâsıl müslüman; bedbin/kötümser olmayacak, nikbin/iyimser olacak.

İnsanın "hiçlik İdraki" Nasıl Mümkün Olur?

Yüzakı Dergisi, Kasım sayısında "HİÇLİĞİ İDRAK" kapağıyla çıkıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.