namazın önemi nedir vikipedi

Dosdoğru Kılınan Namaz

Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hakk’ın namaz ile alâkalı beyan buyurduğu emirler «Namaz kılın!» şeklinde değil, “Namazı dosdoğru kılın!” şeklindedir.

Namaz Kılmaya Hazır Mısın?

Namaz kılmadan önce nasıl bir hazırlık yapmalıyız? Namaza nasıl hazır olunur? Namaz ibadetinin kâmil mânâda îfâsı için ona elbette kâmil mânâda hazırlık zarûreti vardır.

Onlar Namazcılar

Gerçek musallî, namazın muhtevî olduğu bütün husûsiyetleri taşıyan kimsedir.

Namazın Kabul Şartı: Huşû

Namazdaki huşû hâli o derecede mühimdir ki, kul, ona riâyeti nisbetinde muâmele görür.

Namazın Ruhunu Yakala!

“Bize doğru yolu gösteren, bizi kötülüklerden alıkoyan namaz, beş vakitte kılınır. Halbuki âşıklar dâimâ namazdadırlar. Zîrâ âşıkların gönüllerindeki aşk ve ciğerlerini yakıp kavuran o ilâhî muhabbet, ne beş vakitle yatışır, ne de beş yüz bin vakitle geçip gider!..”

Namaz’ın Dinde ki Yeri

Namazın farz oluşu Kitap, sünnet ve icmâ delillerine dayanır. Salât sözcüğü, Kur’an-ı Kerîm’de dua ve namaz anlamında olmak üzere 78 âyette tekil, 5 âyette “salevât” şeklinde çoğul olarak geçer. 3 âyette “namaz kılanlar (musallîn)” şeklinde kullanılır. Diğer yandan 14 âyette çoğul emir sıygasıyla “namaz kılınız.”, 4 âyette tekil olarak “namaz kıl” buyurulurken, 24 kadar âyette, geçmiş zaman sıygasıyla “namaz kılanlar” dan söz edilir. 10 kadar âyette de “sallâ (dua etti, namaz kıldı)” fiili ile yine dua ve namaz konusu yer alır. Pek çok hadiste de benzer sözcüklerle namaza yer verilmesi bu ibadetin önemini ortaya koyar. Biz aşağıda örnek olarak birkaç âyetin meâlini vereceğiz...

Namazda Vücûduna Ok Sapla!

Âmir bin Abdullâh, namaza durduğunda dış dünyâ ile bütün alâkası kesilir ve mâsivâ ile alâkalı hiçbir şey onun namazdaki huşûunu bozamazdı. Ve: “Namazda başkalarının söz ve hareketlerinin farkına varmaktansa, vücûduma ok saplanmasını tercîh ederim.” derdi.

Onlar Namazlarından Gafildir

Âdâb ve erkândan uzak bir gönülle kılınan ve içine iblisin dahlinin karıştığı namaz ise, âdetâ kulun yüzüne çarpılacak bir günah paçavrası hükmündedir.

Namazdan Uzak Olanlar

Namazdan uzak kimseler, dünyâ hayatında bereketsiz bir ömür yaşar. Sîmâlarında ilâhî güzelliğin nûru kalmaz. Hiçbir iyiliğine sevap verilmez. Duâları kabul olmaz. Sâlih kimselerin sevgisinden mahrum kalır.

Namazın Faydaları

Şâyân-ı ibrettir ki, gönül için ızdırap, çile ve elemleri sürûrla yoğuran bir lutuf sadedindeki bayramlar, namazla başlar. Bu bakımdan dünyâda namaz ehli olanlara âhıret hayatının bir bayram olarak lutfedileceğini düşünmek kâbildir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.