Sudan'ın Darfur eyaletindeki aileler, çocuklarını ağırlıklı olarak Kuran-ı Kerim ezberi yapılması ve fıkıh dersleriyle bilinen, Halavi adındaki okullara gönderme geleneğini sürdürüyor. El-Fariş kentinde ilkel şartlar altında eğitim veren İhsan Halavi Medresesi'nde öğrenciler, tahta levhalar ve yıpranmış Kuran-ı Kerimleri kullanarak ezber yapıyorlar. Yaşları 5 ile 10 arasında değişen yaklaşık 300 öğrencinin Kur'ân-ı Kerim ezberlemek amacıyla okula devam ediyor.
İslam düşünce tarihinde Hz. Peygamberin (a.s) anne ve babasının âhiretteki durumuyla ilgili olarak birçok risale yazılmıştır. Bu meselenin arkaplanında Kur’an’da “müşriklerin necis”2 olduğuna dair bilgi ile Hz. Peygamberin anne-babasının bu bağlamdaki durumunun nereye oturduğu meselesine açıklık getirme düşüncesi vardır.
İslam’ın ruhuna ters, Allah’a kulluk ve Rasûlüne ümmetlikle bağdaşmayan Müslüman imajından rahatsız olan herkes Müslümanların arasını açacak her türlü oyuna girişiyor. Bunu ırk, mezhep ve meşrep taassubunu kullanarak yapıyorlar çoğu zaman. Müslümanların bu farklılıklarını bir kenara koyup ortaklaşa hareket etmeliler çünkü düşmanları birdir.
Hayvanlara muhabbetle ve saygı ile bakmak ve hizmet etmek ilâhî inâyete erişmeye bir vesîledir. Bu anlamda Hâlık’tan ötürü mahlûkâta, yine O’nun muhabbetiyle nazar ederek, fedâkârâne hizmet etmeliyiz.
Diyanet İşleri Başkanlığı bu seneki Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine “Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet” konusunu ana tema olarak belirliyor. İ. Lütfi Çakan'ın kaleme aldığı bu yazıda da "tevhid ve vahdet" konusu işleniyor.
Osmanlı arması, gören gözleri mest eden, hayranlık uyandıran bir eser. Cumhuriyet tarihinde Osmanlı eserlerine karşı kara propagandadan kurtulan bazı ender mimari eserlerin girişlerini süsleyen Osmanlı arması, üzerinde 30 ayrı sembol taşıyor. İşte o semboller ve anlamları...
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.