Ailenin sıhhati için denge ve itidal şarttır. Eşler arasında gözetilmediğinde ise boşanma sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Peki, ailede 'denge ve itidal' nasıl olmalı?..
Dr. Adem Ergül, derece itibariyle en faziletli ameli anlatıyor.
Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, mâzî, hâl ve istikbâl boyutlarından müstağnî olduğu Mîrâc Gecesi’nde istikbâle âit birtakım ibretli vak’alar seyretmiş ve bunları mâzî sîgasıyla, yâni olmuş bir sûrette aktarmışlardır. Bununla alâkalı bir misâl de Aşere-i Mübeşşere’den olan Abdurrahmân bin Avf Hazretleri hakkındadır.
Dinlere inanan insanların sayısı bakımından en büyük din topluluğunu Hıristiyanlar oluşturuyor. İkinci sırada ise Müslümanlar yer alıyor.
Dr. Adem Ergül, "Allah'ın (cc) helâl kıldığı haram kılınabilir mi?" sözüne açıklık getiriyor...
2016 Miraç Kandili ne zaman? Miraç Kandili hangi güne denk geliyor? İşte cevabı...
Cenâb-ı Hak, ilimlerini dünyevî ve nefsânî menfaatlerine âlet eden, bildikleriyle kendileri amel etmeyen âlimleri Kur’ân-ı Kerîm’inde; “kitap hamallığı yapan merkepler” olarak tasvir eder. İhlâs ve takvâdan uzak, gâfilâne amel işleyenlere de “yazıklar olsun” buyurur.
Niyetinin rotası Rıza-i İlahî olmayan mü’min, hizmet gemisini, ecir yüküyle dolduramaz.
“…Onlar hayırda birbirleriyle yarışırlar…” (Âl-i İmrân, 114) ayeti nisbetinde sâlih mü’minler hayır yarışındaki en güzîde hizmet ürünlerini vakıf müesseseleri yapmışlar. Bugün çok geniş sahada hizmet verebilen vakıflar, yaratılmış her şeye karşı İslâm’ın şiârı olan şefkat ve merhametin en mükemmel tezâhür şeklidir.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.