Çocuk yetiştirmenin gitgide zorlaştığı bu dönemde önemli bazı kurallara uyarak bu süreçte daha temkinli yol alabilirsiniz.
Bugün dünyada ve ülkemizde yaşanan siyasi, sosyal, kültürel vb. hadiselerle ilgili haberlerin birçoğunu medyadan ediniyoruz. Ancak medyadan edindiğimiz haberler ne kadar doğru, bu araçlara nasıl güveneceğiz? Peygamber Efendimiz’in hayatından çağımıza ışık olacak medya okuryazarlığı dersi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu haftaki hutbesi, bir mümin sosyal yaşamında diğer insanlarla olan ilişkisinde öncelikli olarak neye dikkat etmesi gerektiğini ele almıştır. Bir mümin güvenen ve güvenilir olandır teması ile günün hutbesi...
Hiç kuşkusuz Türkiye’nin önündeki en öncelikli, en can alıcı konu terör meselesi. İçeride oldukça başarılı bir mücadele sayesinde terör örgütüne önemli bir darbe vurulmuş vaziyette. Ancak terörle mücadele konusunda içerideki başarıya paralel dışarıda ise terör örgütünün uzantısı PYD, Kuzey Suriye’de müttefikimiz (!) Amerika’nın marifeti ve desteği ile alan kazanmaya devam etmekte.
İnsan tek başına yaşayamaz. İlk birliktelik babamız Adem ve anamız Havva ile başlamış, dişili erkekli üreme neticesinde birlikteliğin çerçevesi genişlemiş ve genişlemeye de devam etmektedir. Özellikle ticari ve kültürel anlamda sınırların kalktığı günümüz dünyasında gelişen bu birlikteliğin oluşturduğu bir takım yeni durumlar ve sorumluluklar söz konusudur. Bu da bize insanların ne kadar birbirine muhtaç olduğunu gösteriyor.
Selâm, her nefeste imtihan için geldiğimiz şu fani dünyada, daimi ibadet şuuruyla Müslüman kardeşlerimizle hem kavuştuğumuzda, hem de ayrılırken sarf ettiğimiz ilk ve son duamızdır.
Çocuk yetiştirmenin gitgide zorlaştığı bu dönemde önemli bazı kurallara uyarak bu süreçte daha temkinli yol alabilirsiniz.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, din -medya ilişkisinin içler acısı durumda olduğunu ve bunun hemen her inanmış insanı rahatsız ettiğini belirterek, "Yılın belli bir ayında, haftanın bir gününde dini bir sayfa hazırlatan ya da bir program yayınlayan bir medya organının, dini ele alış biçimi ne kadar doğrudur? Bu sorgulanmalıdır. Hâlbuki dinin ondan beklediği cuma sayfası hazırlaması değil, yalan haber yapmamaktır, olanı olduğu gibi aktarabilmesidir, doğru haber vermektir. İnsanları yanıltmamaktır, şaşırtmamaktır, kişinin mahremine girmemek ve hiç kimseye iftira atmamaktır" dedi.
İngiltere'de yaşayan Müslümanlar, Başbakan David Cameron ve medyanın terör örgütü IŞİD'e 'İslami Terör Örgütü' diyerek meşrulaştırılmasına son verilmesini istediler.
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.