Taat Ne Demek?

Taat nedir? Taat kelimesi ne anlama gelmektedir? Taat kelimesine örnek cümleler...

Taat: Allâh’ın emir­le­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­me, ibadet anlamlarına gelmektedir....

TAAT KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Demek ki bu dünyada Cenâb-ı Hakk’a güzel bir kul olma gayreti içinde bulunmak îcâb eder. Hayâtını ibadet, tâat, hayır ve hasenât ile dolu dolu yaşayarak âhirete en güzel şekilde hazırlanmak gerekir.

*****

Meşhur Osmanlı âlimlerinden Muhammed Hâdimî şöyle der:

“Her türlü sıkıntı, belâ ve musîbetten kurtulmanın yegâne yolu, Kur’ân’a sarılmak ve onu hayâta tatbik etmektir. İbadet ve tâatlere devam edin! Bilhassa en fazîletli ibadetlerden olan tedebbür, tertîl ve edeple Kur’ân-ı Kerîm okumaya iyi sarılın! Zira Kur’ân’ı böyle okumak, Allah ile konuşmak gibidir.”

*****

“Evlere kapılarından giriniz.” (el-Bakara, 189): Câhiliye devrinde ve İslâm’ın ilk yıllarında kişi hac veya umre için ihrama girdiğinde bağa bahçeye ve eve kapısından girmezdi. Şehirli ise çatıdan bir delik açar, oradan girer çıkardı. Bedevî ise çadırın kapısından girmez, çadırı arkasından yırtar, oradan girerdi. İhramdan çıkıncaya kadar böyle yapar ve bunu iyilik ve taat zannederdi. Allâh Teâlâ Bakara Sûresi’nin 189. âyetini inzâl buyurarak evlere arkalarından girmenin iyilik ve taat olmadığını bildirdi.

İslam ve İhsan

TASAVVUFTA İTAAT, HİZMET VE NASÎHAT

Tasavvufta İtaat, Hizmet ve Nasîhat

İSLAM’A GÖRE YÖNETİCİLERE İTAATİN SINIRLARI

İslam’a Göre Yöneticilere İtaatin Sınırları

ALLAH VE RESULÜ’NE İTAAT İLE İLGİLİ ÖRNEKLER

Allah ve Resulü’ne İtaat İle İlgili Örnekler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.