Sütçü İmam Milli Mücadele Sırasında Neler Yapmıştır?

Sütçü İmam kimdir, milli mücadele sırasında neler yapmıştır? Abdullah Sert Hocaefendi, Hace Musa Topbaş Efendi’nin İslam Kahramanları 3 eserinden Sütçü İmam ve Şahin Bey’in hayatlarını ve kahramanlıklarını anlatıyor.

SÜTÇÜ İMAM’IN MİLLİ MÜCADELEYE KATKILARI

Düşman işgali altında bulunan Maraş’ta Türk namusunu koruyan ve ilk kurşunu atan bu kahraman, 1871 yılında Maraş’ta dünyaya geldi. Babasının adı Kireççi Ömer, annesinin adı Emine hanımdır. Asıl adı İmam’dır. Maraş’ta Hacı İmam lakabıyla tanınırdı. Adının yanında mesleği de imamlıktı.

Beş vakit namaz haricindeki vakitlerini süt sattığı dükkanında geçiren Sütçü imam, “İslâmiyet maişet için çalışmayı da bir nevi ibadet kabul eder ve Allah boş duranları sevmez” sözlerini yerine getirmeye çalışırdı. Osmanlılar zamanında her nevi mesleğin bir üniforması olduğu için, buna alamet olmak üzere imamet sarığı devamlı olarak başında bulunurdu.

Maraş’ın Fransızlar tarafından işgali sırasında, bütün şehre bir hüzün çökmüştü. 30 Ekim 1919 Cuma günü sabah saatlerinde, hamamdan çıkan iki Türk hanımına saldıran Fransız askerini dükkandan gören, Sütçü İmam dayanamayarak tabancası ile onları öldürdü. Böylece Maraş’ın kurtuluş destanı başladı. Sütçü İmam’ın attığı kurşunlar, bir kurtuluş destanının öncüsü oldu.

Olaydan sonra Ahırdağı’na çıkan Sütçü İmam, Fransızların 12 Şubat 1920 sabahı Maraş’ı terk etmesi ile şehre döndü.

Günümüzde Maraş’ın Uzunoluk çarşısında bir abide üzerinde şu yazılar vardır:

“30 Teşrin 1919’da Sütçü İmam, Türk namusunu burada silahıyla korudu.”

Maraş harbinden gazi olarak çıkan Sütçü İmam’a Maraş Belediyesi’nce kaledeki topun idaresi verilmişti. Sütçü İmam 1922 Kasım’ında bu vazifeyi ifa ederken, barutun ateş almasıyla yandı. Derhal tedavi altına alındı ise de iki gün sonra 25 Kasım 1922’de vefat etti. (Rehber Ansiklopedisi, c. 16; s.22)

Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 3, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

SÜTÇÜ İMAM KİMDİR?

Sütçü İmam Kimdir?

ŞAHİN BEY KİMDİR?

Şahin Bey Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.