Suriye'de Son 5 Yılda Neler Oldu?

 2011'den bu yana devam eden Suriye'deki iç savaşta şimdiye kadar yüz binlerce kişi hayatını kaybetti, milyonlarca kişi vatanını terk ederek başka ülkelere sığındı.

2011 yılından beri devam etmekte olan Suriye'deki iç savaşta şimdiye kadar yüz binlerce kişi öldü. Milyonlarca Suriyeli toprağını terk ederek başka ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Uluslararası alanda Suriye'ye barış getirme çabaları sürerken, söz sahibi ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları ortak girişimlerde bulunmayı zorlaştırıyor.

Mart 2011: Arap Baharı olaylarının Suriye'deki ilk fişeği tam bu tarihte atıldı. Suriye'nin güneyindeki Dera’nın sakinleri, güvenlik güçlerinin üç protestocuyu öldürdüğünü söyledi. Göstericiler, siyasi özgürlük ve Suriye’deki yolsuzlukların sona ermesini talep eden barışçıl bir protestoya katılmışlardı. Protestoyu, hükümet karşıtı duvar yazıları yazan bir grup gencin tutuklanması tetiklemişti.

Nisan 2011: Şam’da en az 200 kişi yürüdü ve ülke genelinde, biri ilk defa Şam’da olmak üzere, 23 kişinin öldüğü bildirildi. Esad, protestolar başladıktan sonra ilk kez bir konuşma yaptı. Ülkedeki huzursuzluk konusunda yurt dışındaki komplo tertipçilerini suçlayan Esed, büyük reformların ayrıntılarına girmedi. Hükümet istifa etti. Esed, istifa eden hükümetin başına, geçici başbakan olarak Muhammed Naci El Ot Ari’yi atadı.

Mayıs 2011: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Suriye’nin protestocular üzerindeki amansız baskısını kınayan taslak bildiri üzerinde anlaşamadı. Protestolar daha da büyüdü ve 'Hesap Sorma Günü'nde, Cuma namazından sonra binlerce kişi sokaklara döküldü. Humus ve Hama’da ölümler olduğu bildirildi. ABD, insan hakları ihlallerini ve protestoculara uygulanan baskıya atıfta bulunarak Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve altı Suriyeli devlet adamına yaptırım uygulamaya karar verdi.

Temmuz 2011: Küresel aktivistler grubu Avaaz, 15 Mart’tan sonra güvenlik kuvvetlerince öldürülenlerin sayısının 1634, kaybolanların ise en az 2918 olduğunu bildirdi. 26 bin kişinin tutuklandığını ve bunların 12 bin 617’sinin gözaltında olduğunu da ekledi. Cumhurbaşkanı Esed, ‘devletin görevi kanunlara uymayanların’ karşısına çıkmaktır diyerek güvenlik güçlerinin eylemlerini savundu.

Ağustos 2011: Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu akan kanı durdurma çağrısıyla Şam’da Esed’le buluştu. ABD Başkanı Barack Obama ve AB Esad’e görevi bırakma çağrısında bulundu. Devlet televizyonunda yayınlanan bir röportajında Esad, "Suriye’ye karşı herhangi bir eyleme kalkışanların eylemin kendisinden daha büyük sonuçlarla karşılaşacağını" söyleyerek ülkesine karşı uluslararası askeri bir müdahale ihtimaline karşı uyarıda bulundu.

Eylül 2011: BM Genel Sekreteri Ban ki-Mun, Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’in reform sözünü tekrar tekrar tutmamasından dolayı şiddeti durdurmak üzere uluslararası eylem çağrısı yaptı.

Ekim 2011: Birleşmiş Milletler'in Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı kınama kararı Rusya ve Çin tarafından veto edildi. İki ülke ileri ki aylarda da Güvenlik Konseyi'nin kınama kararı çıkarmasını engelledi. Arap Birliği Suriye'deki şiddeti durdurmak için hükümet ve karşıtlarını bir araya getirecek bir plan yaptığını açıkladı. Siyasi huzursuzluğa karşı ordunun şiddetli müdahalesinin giderek kötüleşmesinden dolayı Suriye'nin bölgesel oluşum üyeliğinin dondurulma çağrılarına karşı koyarken, Birlik, hükümet ve karşıtları arasında diyalog oluşturacak bir komite kurma kararı aldı.

Kasım 2011: NATO, Suriye'ye askeri bir müdahalede bulunmayacağını söyledi. Libya'nın başkenti Trablus'u ziyaretinde Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen, Suriye'ye karşı askeri bir harekatın söz konusu bile olmadığını belirtti. BM Genel Kurul İnsan Hakları Komitesi, protestoları şiddetle bastıran Suriye'yi 122 olumlu oya karşı 13 olumsuz ve 41 çekimser oyla kınadı

Haziran 2012: BM Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisine haiz devletleri ile Ortadoğu ülkeleri Suriye'deki geçiş sürecinin yol haritası üzerinde anlaştı. Geçiş dönemi için hükümet kurulamadı ve iç savaş bütün şiddetiyle devam etti.

Eylül 2014: ABD ve müttefikleri Şam hükümetinin onayını almadan ilk kez DEAŞ'ın Suriye'deki mevzilerini bombaladı.

Eylül 2015: Şam rejiminin müttefiki Rusya, Suriye'de hava saldırılarına başladı. Rusya çoğunlukla DEAŞ'ın bombalandığını iddia ederken Batılı kaynaklara göre ise Rusya'nın bombalarına en çok ılımlı rejim muhalifi gruplar hedef oluyordu.

İdlib'te düzenlenen bir saldırı sonrası

İDLİB'TE DÜZENLENEN BİR SALDIRI SONRASI

Kasım 2015: Viyana'daki Suriye Konferansı'na katılan ve aralarında Rusya, ABD ve İran'ın da bulunduğu devletler, geçiş hükümeti kurulmasını öngören barış planı üzerinde anlaştı.

Aralık 2015: BM Güvenlik Konseyi barış planını onaylamakla birlikte, Esad'ın geleceği ve barış görüşmelerinde kimin muhatap alınacağı sorularını yanıtsız bıraktı.

Ocak 2016: Cenevre'de başlayan barış görüşmeleri önce muhalefetin önemli temsilcileri tarafından boykot edildi. BM Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura heyetlerle ayrı ayrı görüştü. Rejim muhalifleri Suriye hükümetiyle doğrudan görüşmeyi ret ettiler.

Şubat 2016: ABD, Rusya ve bölgenin önde gelen ülkelerinin Münih'te kararlaştırdıkları ateşkes Halep'te ihlal edildi. Ateşkes DEAŞ ve El Nusra Cephesi ile mücadele için geçerli olmayacaktı.

Mart 2016: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Rus birliklerinin Suriye'den kısmen çekilmesi için direktif verdi.

Nisan 2016: Cenevre barış görüşmeleri taraflar arasında yakınlaşma sağlanmaksızın askıya alındı.

Mayıs 2016: ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları John Kerry ve Sergey Lavrov taraflara ateşkese uymaları için çağrıda bulundular. Ateşkes için yapılan baskılar sonuçsuz kaldı.

Ağustos 2016: Kerry ve Lavrov Cenevre buluşmasında ateşkes için prensip anlaşmasına vardılar. Bu hedefe nasıl varılacağının ayrıntıları açık kaldı.

Eylül 2016: Uzun ve zahmetli görüşmelerden sonra ABD ile Rusya arasında ateşkesi uygulatma ve anlaşmazlığı siyasi çözüme kavuşturma planı üzerinde mutabakat sağlandı. Aynı zamanda Suriye'deki DEAŞ ve El-Nusra gibi bazı örgütlerle birlikte mücadele edilmesi de kararlaştırıldı.

Ekim 2016: Rusya'nın Suriye'ye yerleşmesinden sonra muhaliflere yönelik saldırılarını artıran Esad rejimi, İran ve Rusya'nın da desteği ile Halep'i kuşatmaya aldı. Muhalif birlikler ise Halep kuşatmasını kırmak için büyük bir operasyon başlattı. 5 binden fazla muhalifin katıldığı operasyonun adı "Büyük Savaş" olarak açıklandı.

Kasım 2016: Büyük Halep Operasyonu'nun etkileri çok kritik bir süreci ifade ediyordu. Binlerce muhalif, Halep'teki kuşatmayı kırmak için başlattığı operasyonlar başarısız oldu. Esad ordusu ve binlerce Şii milis bölgede büyük katliamlara imza attılar. Kasım ayı sonu itibariyle, muhalifler kazandıkları birçok bölgeyi kaybetmeye başlamışlardı.

Aralık 2016: Halep'te Esad ordusunun ilerleyişine damga vuran bir ay olarak devam ediyor. Suriye ordusu ve binlerce milisin operasyonu devam ederken, şehirdeki siviller ve muhalifler tahliye ediliyor. 2017 itibariyle tamamının Suriye ordusuna geçmesi beklenen Halep, tarihin az şahit olduğu katliamlarından birini yaşıyor.

Kaynak: Dünya Bülteni

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.