Suriye'de Kürtlerin Başına Ne Gelecek?

Suriye’de dengeleri değiştirmeye aday bir başka adım ise Rusların Suriye’den kısmi çekilme kararının hemen ardından terör örgütü PYD’den geldi. Örgüt, Ankara, Şam ve Washington’ın aksi yöndeki uyarılarına rağmen Suriye’nin kuzeyinde federasyon ilân etti. Karar, Suriye’nin bölünmesi yolunda ilk adım olarak okundu.

Peki, Suriye’nin parçalanması yolunda döşenen taşlardan biri olarak nitelendirilen bu girişim nihayetinde PKK/PYD devletini ortaya çıkartabilir mi?

SURİYE'DE KIRMIZI ÇİZGİ

Federalizm yoluyla Suriye’nin çözülme sürecine sürüklenmesine Türkiye karşı çıkıyor. Amerikalı yetkililer en azından şimdilik ilan edilen federal yapıyı tanımayacaklarını açıkladı. Rusya ise federalizm meselesine sıcak bakıyor. İsrail bağımsız bir Kürt devletine kadar gidecek tüm girişimlerin destekçisi olduğunu bütün açıklığıyla dile getirmekte bir sakınca görmüyor.

Esed rejiminin en önemli hamilerinden olan İran ise bu konuda Türkiye ile aynı çizgide. Yani Suriye’nin bütünlüğünün korunmasını kırmızı çizgi olarak belirlemiş durumda. Karar sonrası gerçekleşen İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in Türkiye ziyareti sonrası Ankara ile Tahran’ın arasında özellikle Suriye’nin geleceği konusunda daha farklı adımlar atılacağı yönünde bir beklenti oluşmuş durumda.

FEDERALİZME ESED VE ARAP AŞİRETLER KARŞI

Federalizm meselesine Esed rejimi de bölgedeki Arap aşiretler de karşı.  Nitekim bölgenin önde gelen 45 aşireti kurdukları orduyla PYD ile sonuna kadar savaşacaklarını ilan ettiler. Federalizm ilanının ardından Esed güçleriyle PYD güçlerinin çatıştığı haberleri de gelmeye başladı, ki bununla birlikte Suriye’de denklemin de değişmeye başladığı, Esed-PYD ittifakının bozulduğu, ilişkilerde tamamen farklı bir mücadelenin başlayacağı yorumları da beraberinde geldi.

Bunun yanında Kuzey Suriye’de Özgür Suriye Ordusu içinde faaliyet gösteren ve tamamı Kürtlerden oluşan Selahaddin Tugayları ya da kendilerine verdikleri isimle ‘Selahaddin’in Torunları’ da PYD’ye karşı mücadele edeceklerini duyurdu.

Sonuç olarak Rusların ve ABD’nin hava desteğinin ilelebet yanlarında olacağı zannıyla ABD’nin ve Rusya’nın gönüllü piyadesi olan PYD’liler için bundan sonra rüzgârın tersten esmeye başlayacağı beklentisi uluslararası analizlerde dillendiriliyor.

Kuzey Irak Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani’nin; “Bir savaş aracı olarak kullanılan Suriye’deki Kürtlerin başına ne gelecek bilmiyorum. Çünkü ne Suriye yönetimi ne de muhalifler, Kürt haklarını tanıyor.” şeklindeki açıklamalarından PYD’nin doğrultusunda hareket eden Suriyeli Kürtler açısından çok zor günlerin kapıda olduğunu çıkartmak mümkün.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 362. Sayı, Nisan 2016

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.