Şürefa Ne Demek?

Şürefa ne demek? Şürefa kelimesinin anlamı nedir? Şürefa kelimesine örnek cümleler...

Şürefa: Hazret-i Hasan -radıyallâhü anh- vasıtasıyla Hazret-i Peygamberimiz -sallallâhü aleyhi ve sellem-’in soyundan olanlar. Büyükler, şerefliler anlamlarına gelmektedir.

HZ. HASAN'IN (R.A.) HAYATI

Hz. Hasan, 625 m. tarihinde 3. hicri yılın Ramazan'ında Medine-i Münevvere'de doğdu. Kulağına bizzat dedesi Rasûlullah (s.a.) Efendimiz ezan okuyup kamet getirdi. Adını "Hasan" koydu. Doğumunun yedinci gününde "akika kurbanı" kesildi. Sünnet ettirilip saçı kestirildi.. Saçının ağırlığınca gümüş sadaka verilmesi babası Hz. Ali (r.a.) ve annesi Hz. Fâtıma (r.anhâ)'dan istendi.

Hz. Hasan (r.a.) yüz güzelliği bakımından Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimize en çok benzeyen biriydi. Hz. Ebû Bekir (r.a.) onu kucağına alır ve "Ey Nebi'ye benzeyen, Ali'ye benzemeyen" diye severdi. Ali Efendimiz de bu söze tebessüm ederdi.

O, Allah rasûlünün terbiyesiyle yetişip büyüdü. Fahr-i Kâinat (s.a.) onu çok severdi. Bir gün kardeşi Hüseyin ile dedelerinin huzurunda güreş yapıyorlardı. Efendimiz (s.a.) Hz. Hasan'ı teşvik ediyordu. Anneleri Hz. Fâtıma (r.anhâ) buna dayanamadı ve sevgili babacığına: "Ya Resûlallah! Devamlı Hasan tarafını tutuyorsunuz. Halbuki o büyüktür. Küçüğe yardım etmek lâzım değil mi?" diye serzenişte bulundu." İki Cihan Güneşi Efendimiz de: "Yâ Fâtıma! Cebrâil (a.s.) da Hüseyin'e yardım ediyor." diyerek kızını teselli etti.

"BENİM EHL-İ BEYTİM BUNLARDIR"

Bir gün yine İki Cihan Güneşi efendimiz kızı, damadı ve torunlarıyla birlikte otururken Hz. Ali, Fatıma Hasan ve Hüseyin radıyallahu anhüm'ü bir örtü içine alıp; "Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor." (Azhab sûresi: 33) âyetini okudu. Sonra "Allah'ım! Benim Ehl-i Beytim bunlardır." buyurdu.

Hz. Hasan çok cömertti. İki defa her şeyini Allah yolunda infak etti. Allah rızasını kazanmak için malını fakirlere, yoksullara dağıttı. Bir gün yanında bir kişinin: "Yâ Rabbi! Bana onbin altın ihsan eyle." diye yalvarışını duydu. Süratle evine gitti ve adamın istediğini ona gönderdi. Sadaka vermeden edemezdi. Zira vermenin tadını çok iyi bilirdi. Bununla beraber satın aldığı şeylerde sıkı pazarlık yapardı. Mümkün olduğunca ucuz almaya çalışırdı. Bu tavrı çevresindekilerinin dikkatini çekti ve kendilerine: "Binlerce dirhem sadaka veriyorsunuz da bir şey satın alırken niçin uzun pazarlık yapıyorsunuz?" diye soruldu. Hz. Hasan (r.a.) da: "Verdiklerimizi Allah rızası için veriyoruz. Ne kadar çok versek yine Azdır. Fakat alış-verişte aldanmak aklın ve malın noksan olmasıdır." diyerek hakîmâne bir şekilde cevap verdi.

Hz. Hasan (r.a.) hediyeleşmeyi severdi. Kendisine gelen hediye ye değerinden fazlasıyla, ziyâdesiyle karşılık verirdi. Hilim, rızâ sabır ve kerem sahibiydi. Birlik ve beraberlik için çalışırdı. Müslümanları parçalamak isteyenlere fırsat vermedi.

İslam ve İhsan

HZ. HASAN (R.A.) KİMDİR?

Hz. Hasan (r.a.) Kimdir?

HZ. HASAN’IN (R.A.) KISACA HAYATI

Hz. Hasan’ın (r.a.) Kısaca Hayatı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.