Sudanlılar Evlerinin Önündeki İftar Sofralarında Ramazan’ın Bereketini Paylaşıyor

Sudanlılar, komşularıyla evlerinin önüne kurdukları iftar sofralarında Ramazan ayının bereketini paylaşırken kardeşlik ve dayanışma ruhunu da canlı tutuyor.

Sudanlılar, komşularıyla evlerinin önüne kurdukları iftar sofralarında Ramazan ayının bereketini paylaşırken kardeşlik ve dayanışma ruhunu da canlı tutuyor. İhtiyaç sahipleri ve iftara evine yetişemeyenler oruçlarını bu yer sofralarında açıyor.

Sudan halkının misafirperverlik örneklerinden olan sokak iftarları, farklı kesimlerden insanları da bir araya getirerek, kaynaşmalarına vesile oluyor.

Oruçlar açıldıktan sonra akşam namazlarının cemaatle kılınmasının ardından yemek devam ediyor.

RAMAZAN SOFRALARININ EFENDİSİ: ASİDE İLE HILU MUR

Ramazan’da aside yemeği ve hılu mur içeceği sofraların efendisi olarak biliniyor. Sudan’da ve Afrika’da önemli bir yere sahip aside yemeği, genellikle insanlar oruçlarını hurma ve su ile açtıktan sonra veya bir tas çorbanın ardından sıcak olarak tüketiliyor.

Mayalanmış hamur ve su katılarak hazırlanan bulamaç kıvamındaki yemeğe aside, soğan, kıyma, et, tuz, salça, yağ, katılarak hazırlanan sosuna tegaliyye; yoğurt, sarımsak, kişniş otu ve un gibi malzemelerle hazırlanan sosuna ise neımiyye deniliyor. Mulah olarak da adlandırılan bu sos asidenin yanı sıra kurrasa gibi birçok yemekle servis edilebiliyor.

Geleneksel ve Arap mutfağından aside, lavaş kıvamındaki kurrasa, nohut haşlaması belile, kızartılmış köfte kıvamında nohut ezmesi tamiye, ciğer, şeyye (et kavurma), ful (bakla) gibi yemeklerle patlıcan ve yoğurt salatası ve Dekve (fıstık ezmesi) gibi tatlar servis edildikten sonra, kerkede, gungulez, hılu mur (Abre), tebeldi ve aradeb gibi geleneksel soğuk içecekler ve limon, mango, portakal gibi bölgeye has taze sıkma meyve sularının yanı sıra naneli ve sütlü çay, zencefilli kahve gibi sıcak içecekler ikram ediliyor, yatsı ve teravih namazına kadar sohbet ediliyor. Yatsı ve teravih namazının ardından gece yarısına doğru ikinci yemek faslına geçiliyor.

Sahurda ise genellikle mısır gevreğine benzeyen süt ve şeker eklenerek tüketilen rukak, sütlaç, su ve hurma tüketiliyor.

BEDEVİ AİLESİ, SOKAK İFTARINI 17 YILDIR YAŞATIYOR

Başkent Hartum’un Umdurman kentindeki evinin önünde iftar veren Salih Hassabelrasul El Bedevi, “17 yıldır evimizin önünde iftar sofrası kuruyoruz. Komşularımız da yemeklerini alır gelirler. O sırada evine yetişemeyenler ya da ihtiyaç sahipleri de iftarlarını açma fırsatı bulur.” dedi.

İftara bir saat kala hasır ya da halılar üzerine sofra kurduklarını, içmek ve temizlik için su hazırladıklarını belirten Bedevi, “İftara çorba ile başlarız. Mercimek, sebze çorbası ve Sudan’a has mısır unu ve çeşitli baharatlarla hazırlanan neşe adlı çorbaları içeriz. Aside, kurrasa, tamiye yeriz.” diye konuştu.

Bedevi, “Aside yemeği ve hılu mur Ramazan sofralarının efendisidir. Hılu mur; mısır, arpa ve çeşitli baharatlar kullanılarak özel bir mayalama tekniği ile hazırlanır. Kadınlar bir evde toplanarak imece usulü çeşitli ritüellerle bu içeceği hazırlar. Bu, bir nevi Ramazan’a hazırlık, onu karşılamak, selamlamak için yapılan bir adettir.” ifadesini kullandı.

Ramazanların kaynaşma ve yardımlaşma vesilesi ve bereket mevsimi olduğunu söyleyen Bedevi, dünyanın zor bir zamandan geçtiğini belirtti. Bedevi, Ramazan’ın tüm dünyaya huzur, bereket ve mutluluk getirmesini temenni etti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.