Soğuk Havalarda Cami Kapılarını Kedilere Açtı

Kırklareli'nin Ahmetçe köyünde imamlık yapan Hüseyin Koçak, caminin kapılarını soğuk günlerde kediler için de açıyor.

Hayvansever imam caminin kapılarını kedilere açtı.

Koçak, 5 yıl önce göreve başladığı köy camisinin avlusunda bir kış günü gördüğü annesiz kedi yavrularını caminin içine alarak bakmaya başladı.

Bazen ezan okurken imamın yanına gelen, namaz kılan cemaatin yanında dolaşan kediler, bazen de caminin içinde oyunlar oynuyor.

Cemaatin de sahip çıkarak beslediği kediler, kışın soğuğundan camiye sığınarak korunuyor.

İmam Koçak, her canlının yaşam hakkı olduğunu söyledi.

Bölgede kış şartlarının hayvanlar için zor geçtiğini ifade eden Koçak, bu zorluğu sıcak bir ortamda atlatmaları için köyün kedilerine sahip çıktıklarını belirtti.

Cemaatin de kabul etmesiyle caminin kapılarını kedilere açtığını anlatan Koçak, "Bizler de sevgili Peygamberimizin hadislerinden, büyüklerimizden duyduğumuz üzere hayvanlara, kedilere, köpeklere sahip çıkmaya çalışıyoruz. Onlar da can, onlar da bizim gibi canlı. Allah onlar için 'benim dilsiz kullarım' diye buyuruyor. Onlar dilsiz ama biz dilsiz değiliz, biz sağır değiliz. Onların aç olduğunu, susuz olduğunu duyuyoruz, biliyoruz. Merhameti, vicdanı olan herkes bizim yaptığımızı yapar." diye konuştu.

Kedilerin sadık hayvanlar olduğunu anımsatan Koçak, şöyle devam etti:

"Onlar da namaz vakitlerini kolluyor, sanki yolumuzu gözlüyorlar. Zaten hayvanlarda sadakat var. Onlara sevgi gösterdiğiniz zaman onlar da her zaman sevgisini gösteriyor. Bizler de büyüklerimizin sözleri üzerine etrafımızdaki canlara karşı tepkisiz, duyarsız kalamayız. Yeri geldi çoğu zaman cebimizden mamalar alarak başladık. Sağ olsunlar dernekler, arkadaşlarımız destek veriyorlar. Bu sayede daha fazla hayvanlarımıza sahip çıkıyoruz."

Koçak, yetişebildikleri kadar kedi ve köpeği beslemeye çalıştıklarını anlatarak, şunları kaydetti:

"Kediler bazen namazda geliyorlar, secde ederken ayaklarımızın altına girip etrafımızda oynuyor, yanımızda yatıyorlar. Hayvanlar güven duyduğu insanın yanına sokulur, ona yaklaşır. Hayvan da olsa bizden korkmamalı, bize sevgisini gösteriyorsa biz de elimizin tersiyle itemeyiz, ona zarar veremeyiz. Ona iyilikle yaklaşmak, tepkisiz kalmamak lazım. Açsa karnını doyurmamız, susuzsa suyunu vermemiz, eğer bir yerinde yara varsa da aynı şekilde görevimizi yapmamız lazım. Çünkü onun dili yok, söyleyemiyor. Cemaatimizden Allah razı olsun herkes canlara karşı duyarlılar. Hasta olanlara, kısırlaştırılacaklara hepsine yetişmeye çalışıyoruz."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.