Silah Ne Demek?

Silah nedir, ne anlama gelir? Silah kelimesinin sözlük anlamı nedir? Silah kelimesi ile ilgili cümleler…

Silah, “Düşmanı öldürmek, imhâ etmek veya kendini savunmak maksadıyle kullanılan her türlü âlet” demektir.

SİLAH NEDİR?

Silah kelimesi sözlükte, “Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç; cebe” anlamına gelir.

Silahlar bıçak ve kılıç gibi kesici araçlardan, top ve tüfek gibi patlayıcı araçlara kadar çok geniş bir yelpazede yer alırlar.

Gürz, bıçak, kılıç, pala, mızrak, kargı, kırbaç, kalkan, zırh, hançer, balta, kama, koçbaşı ve bunlara benzer pek çok çeşitte yakın mücadele silahları geliştirildi. Bunların savaşta en yaygın olanı kılıçtı.

Yay, tatar yayı, cirit, bumerang, mancınık gibi ateşsiz menzilli silahlar kullanıldı. Ateşli silahların bulunuşuna kadar yaygın olarak kullanılan diğer bir silah oktu.

Baruttan geliştirilen tabanca, tüfek, bomba atar, top, obüs, havan gibi ateşli silahlar günümüzde kullanılmaktadır. Bunların her birinin kullanım amacına göre özellikleri vardır. Ayrıca günümüzde bu silahların makineli, yarı otomatik tipleri gelişmiştir.

Güdümlü mermiler, deniz hedeflerine karşı kullanılan torpidolar, çeşitli tipteki bombalar, roketler ve mayınlar da ateşli silahlar grubuna dahil edilebilir.

SİLAH KELİMESİ İLE İLGİLİ CÜMLELER

Başına silah dayamak.

***

Nasıl olur ki hasmın silâhı vatana çevrilsin de karşısında önce benim göğsümü bulmasın?

***

Üç şanlı harbin arşa asılmış silâhları / Parladı yaşlı gözlere bayram sabahları.

***

Dördü de silâhlarını bırakıp etrâfıma, damın toprak zemînine çömeldiler.

***

Beni yavaşlatan bir silah ya beni vurur ya da vurdurur

İslam ve İhsan

SİLAH İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Silah ile İlgili Ayet ve Hadisler

PEYGAMBERİMİZİN KATILDIĞI SAVAŞLAR İLE İLGİLİ HADİSLER

Peygamberimizin Katıldığı Savaşlar ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.