Peygamberimizin Hayatına Bak ve Kendini Düzelt

Kendi hayatından şikayetçi ve bulunduğun durumda ne yapacağına bilmiyorsan en güzel örnek ve hayat olan Peygamberimizin (s.a.v) hayatına bak ve kendini O'nun aynasında seyret...

Eğer servet sahibi zengin biriysen, bütün Arabistan’a hâkim olan, bilumum Arap ulularını kendisine muhabbetle râm eden, O Yüce Peygamber’in tevâzû ve cömertliğini tefekkür et!

Eğer mazlum ve mağdur biriysen, Mekke’de zâlim ve gâsıp müşriklerin nizam ve idaresi altında yaşayan Peygamber’in hayatından örnek al!

Eğer muzaffer bir fâtih isen, Bedir ve Huneyn’de düşmanına galebe çalan cesaret ve teslîmiyet Peygamberi’nin hayatından ibret al!

Allah göstermesin, eğer mağlûbiyete uğradığın olursa, o zaman da Uhud Harbi’nde şehid ve yaralı ashâbı arasında sabır ve metânetle dolaşan mütevekkil Peygamber’i hatırla!

Eğer muallim isen, mescidde Suffe Ashâbı’na, ince, rakik ve hassas gönlünün feyizlerini aktararak ilâhî emirleri öğreten Peygamber’i düşün!

Eğer talebeysen, kendisine vahiy getiren Cibrîl-i Emîn’in önünde, edep, dikkat ve iştiyakla oturan Peygamber’i tasavvur et!

Eğer öğüt veren bir vâiz ve emîn bir mürşid isen, Mescid-i Nebevî’nin içinde ashâbına sohbet ederek hikmetler saçan Peygamber’i dinle! O’nun tatlı sesine kulak ve gönül ver!

Eğer hakkı müdâfaa ve tebliğ etmek, onu tutup kaldırmak istiyorsan ve bu hususta seni destekleyen bir yardımcın dahî yoksa, Mekke’de her nevî yardımdan mahrum bir hâldeyken zâlimlere hakkı îlân edip onları hidâyete dâvet eden Peygamber’in hayatına bak!

Düşmana galebe çalıp onun belini kırdınsa, bâtılı perişan edip hakkı îlân ettinse, Mekke’nin fethi günü gâlip bir kumandan olduğu hâlde, mukaddes beldeye büyük bir tevâzû ile, devesi üzerinde secde edercesine giren şükür hâlindeki Peygamber’i gözünün önünde canlandır!

Eğer çiftlik sahibi bir kişi isen ve oradaki işlerini yoluna koymak istersen, Benî Nadîr, Hayber ve Fedek arâzisine sahip olduktan sonra, onları ıslah ve en iyi şekilde idâre edecek şahısları iş başına getiren dirâyetli Peygamber’den örnek al!

Eğer kimsesiz biriysen, Abdullah ve Âmine’nin yetimi, ciğerpâresi olan biricik Mâsûm’u düşün!

Eğer yetişmiş bir genç isen, Mekke’de amcası Ebû Tâlib’in sürüsüne çobanlık yapan peygamber namzedi gencin hayatına dikkat et!

Eğer ticaret kervanlarıyla yola çıkan bir tâcir isen, Şam’a ve Yemen’e giden kâfilelerin en ulusu olan zâtın ahvâlini mülâhaza et!

Eğer hüküm verme mevkiinde bulunan bir hâkim isen, Mekke uluları birbirine girip vuruşacağı sırada Hacer-i Esved’i Kâbe’deki yerine koyma hususunda O’nun âdil ve firâsetli davranışını düşün!

Ve tekrar gözünü tarihe çevirerek Medîne’de, Mescid-i Nebevî’de oturup darlık içindeki fakirle varlık sahibi zengini huzûrunda eşit tutarak insanlar arasında en âdilâne bir sûrette hüküm veren O Peygamber’e bir bak!

Eğer bir zevc isen, Hazret-i Hatîce’nin ve Hazret-i Âişe’nin zevci olan O mübârek zâtın nezâket ve zarâfetine, derin hissiyâtına ve şefkatine dikkat et!

Eğer çocuk babası isen, Fâtımatü’z-Zehrâ’nın babası ve Hazret-i Hasan ile Hazret-i Hüseyin’in dedesi olan O mübârek zâtın, evlâtlarına ve torunlarına karşı davranışlarındaki ahvâlini öğren!

Velhâsıl, senin sıfatın ne olursa olsun, hangi ahvâl içinde bulunursan bulun, akşam-sabah her vakit ve anda Hazret-i Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i kendin için en mükemmel bir mürşid ve en güzel bir rehber olarak bulursun...

O öyle bir mürşiddir ki, O’nun sünnetleri vâsıtasıyla her yanlışı düzeltebilirsin... Çığırından çıkan işlerini yoluna koyar, hâlini ıslâh edersin… O’nun nûru ve rehberliği sâyesinde, hayatın bâdirelerinden kurtulup gerçek saâdeti bulursun!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v) - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZİN ÖRNEKLİĞİ

Peygamberimizin Örnekliği

HZ. MUHAMMED (S.A.V.) KİMDİR?

Hz. Muhammed (s.a.v.) Kimdir?

HZ. MUHAMMED (S.A.V.) İLE İLGİLİ HADİSLER

Hz. Muhammed (s.a.v.) ile İlgili Hadisler

EN GÜZEL AHLÂK ÖRNEĞİ HZ. MUHAMMED (S.A.S.)

En Güzel Ahlâk Örneği Hz. Muhammed (s.a.s.)

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.