Peygamber Efendimiz’in Kızı Hz. Zeynep Ne Zaman Vefat Etti?

Peygamber Efendimiz’in kızı Hz. Zeynep kaç yaşında vefat etti? Hz. Zeynep’in vefatı ve defni...

Hazret-i Zeynep Mekke’den getirilirken deveden düşürüldüğü için hastalanmış ve bir daha iyileşememişti. Hicrî sekizinci senenin başında, 30 yaşlarında iken vefat etti. Onu, Ümmü Eymen, Ensâr kadınlarından Ümmü Atiyye ve vâlidelerimizden Hazret-i Sevde ile Ümmü Seleme yıkadılar. Bu esnâda Âlemlerin Efendisi yanlarına varıp:

“–Onu yıkamaya, sağ tarafından ve abdest âzâlarından başlayınız! Su ve sidr[1] ile tek sayıda; üç, beş veya yedi kere, gerekli görürseniz daha fazla yıkayınız! Sonuncusunda suya kâfur koyunuz! Yıkama işini bitirince bana bildiriniz!” buyurdu.

Hazret-i Zeynep’in saçlarını taradılar, üçe ayırıp her birini bir bukle yaptılar. Buklelerden ikisi Hazret-i Zeynep’in yan taraflarındaki, biri de ön tarafındaki saçlarındandı. Yıkamayı bitirdiklerinde Allâh Resûlü, beline bağladığı peştamalını onlara verip:

“–Bunu Zeynep’e iç gömleği yapınız!” buyurdu.[2] (Buhârî, Cenâiz, 9, 13, 17; Müslim Cenâiz, 36; İbn-i Sa’d, VIII, 34-36)

Resûlullâh cenâze namazını kıldıktan sonra mahzûn ve mükedder bir şekilde kabre indi. Biraz durduktan sonra sevinerek dışarı çıktı ve:

“–Zeynep’in zayıflığını düşünerek, ona kabir sıkıntısını ve harâretini hafifletmesi için Allâh’a duâ ettim. Allâh Teâlâ da bu isteğimi kabul buyurup kabir azâbını ona hafifletti.” buyurdu. (İbn-i Esîr, Üsdü’l-Gâbe, VII, 131)

Dipnotlar:

[1] Sidr: Arabistan’da yetişen, gölgesi koyu, latîf ve hafif olan bir çeşit kiraz ağacıdır. Halkımızın Trabzon Hurması dediği ağaç da bu cinstendir. Sidr ağacının yaprakları ile cenâze yıkanır. (Âsım Efendi, Kâmus, II, 385)

[2] Sünnet olan kefen; erkek için izâr, gömlek ve sargı olmak üzere üç parçadır. Kadın için ise izâr, başörtüsü, sargı, göğüsleriyle karnını bağlamak için kullanılan bir bez ve gömlek olmak üzere beş parçadır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hazret-i Muhammed Mustafa 2, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

ZEYNEP BİNTİ MUHAMMED (R.A.) KİMDİR?

Zeynep Binti Muhammed (r.a.) Kimdir?

HZ. MUHAMMED (S.A.V.) KİMDİR?

Hz. Muhammed (s.a.v.) Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.