Osmanlıca Basılı Eserlerin 'Google'ı Bir Tıkla Tarihe Götürüyor

Osmanlı İmparatorluğu'nda basılan metinleri bir araya getirmeyi amaçlayan "WikiLala Projesi" kapsamında hayata geçirilen ve Osmanlı Türkçesi kitap, dergi, gazete ve belgelerden oluşan içeriğin bulunduğu dijital kütüphane, tarihe ışık tutuyor.

Matbaanın çıkışından itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nda basılan metinleri bir araya getirmeyi amaçlayan "WikiLala Projesi" kapsamında hayata geçirilen ve Osmanlı Türkçesi kitap, dergi, gazete ve belgelerden oluşan binlerce sayfa içeriğin bulunduğu dijital kütüphane, tarihe ışık tutuyor.

Projenin fikri gelişimi ve altyapısı, Türkiye'nin ilk dijital kütüphanesini kuran Hiperlink'in girişimiyle, proje yöneticisi Sadi Özgür ve proje danışmanı İstanbul Aydın Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Harun Tuncer'in desteğiyle 2019'da tamamlandı.

Projede içeriklerin dijitale aktarılması temelde üç aşamadan oluşurken ilk aşamada, ürün fiziki olarak gelmişse donanımlı tarama cihazlarıyla çözünürlükleri yüksek olarak taranıp dijitalleştiriliyor. Doküman dijital olarak temin edilmiş ise doğrudan sayısallaştırılıyor. Son aşamada da sayısallaştırılan bütün dokümanlar kataloglanarak, sisteme yükleniyor ve artık içinde arama yapılabilir hale geliyor.

Araştırmacılar, dijitalleşen yayına internet ortamında zaman ve mekandan bağımsız olarak hızla ulaşabiliyor. Taramalar, Optik Karakter Tanımlama (OCR) yöntemiyle yapılarak araştırmacının gerek Latin gerekse Arap harfli kelime veya kelime grubu girişiyle arama yapabilmesi ve aradığı bilgiye kolayca ulaşabilmesi sağlanıyor.

109 bin 321 içeriğe tek "tık"la ulaşılabiliyor

Proje kapsamında işlemleri tamamlanan yayınlar, "wikilala.com" internet sitesi üzerinden tek tıkla erişme açıldı. Böylece, Osmanlı Türkçesiyle basılmış dokümanlar içerisinde arama yapılmasına imkan sağlayan bir dijital kütüphane oluşturuldu.

Şu anda beta sürümüyle kullanımda olan sitede, Osmanlı Türkçesi ile basılmış 45 bin 470 gazete, 32 bin 450 dergi, 4 bin 658 kitap ile 26 bin 743 makale olmak üzere toplam 109 bin 321 farklı içerik bulunuyor.

Öte yandan, araştırmacılar da kütüphanelerinde bulunan kitaplarını ya da nadir eserlerin PDF halini sitedeki "Sen de Yükle" butonundan sayfaya ekleyebiliyor.

Bir yılda 2 milyon sayfalık külliyata ulaşılması hedefleniyor

Proje danışmanı Dr. Harun Tuncer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, harf devrimiyle beraber Osmanlı döneminden ciddi bir kopuş yaşandığını, toplumun ve akademinin Osmanlı'nın kültürel, sosyal ve siyasi birikiminden habersiz kaldığını söyledi.

Osmanlı tarihi ve kültürü hakkında daha derin araştırma yapılmasını sağlamak, birincil kaynaklara inmek ve bunların kamuya mal olması için zemin hazırlamak amacıyla projeyi hayata geçirdiklerini belirten Tuncer, "İbrahim Müteferrika'dan harf inkılabına kadar ortada 200 yıllık çok ciddi bir birikim var. Bu birikimden büyük oranda habersiziz, oradaki malzemeye nasıl ulaşacağımızı ve değerlendireceğimizi bilmiyoruz. Diyelim ulaştık, o kadar belge içinde arama yapma imkanımız çok yok. Bir kitabın sizinle alakalı olup olmadığını belki sadece başlıktan çıkartıyorsunuz ama çok ilgisiz bir başlıklı kitap içinde çok ilgilendiğiniz bir görsel, metin ya da bilgi kırıntısı olabiliyor. Bu projede bizi tetikleyen buydu. Bu bir ihya hareketi, Rönesans gibi. O dönemi ihya etmek istiyorduk. Amacımız buydu." diye konuştu.

Projeye 2019'da başladıklarını, 2 yıl boyunca yoğun çalışma sonucu dijital kütüphane projesinin internet sitesini beta sürümüyle kullanıma sunduklarını dile getiren Tuncer, sitenin 1-2 ay içerisinde beta sürümünden çıkarılıp "wikilala.com" üzerinden çalıştırılmaya başlanacağını bildirdi.

Siteyle ilgili hedeflerine değinen Tuncer, "Bir yıl içerisinde ulaşmak istediğimiz dokümanların yarısını sisteme yüklemiş olacağız. Kullanıcılarımızın da katkısıyla araştırmacılar, var olduğunu tahmin ettiğimiz 3-5 milyon sayfa içinde 2 milyon sayfalık bir külliyata ulaşmış olacak." dedi.

"Açık erişim kaynaklardan, özel kütüphaneler ve koleksiyonlardan faydalanıyoruz"

Tuncer, dijital kütüphanenin içeriğini oluşturmak için birkaç kanaldan beslendiklerini aktararak, şöyle devam etti:

"Birincil olarak hem yurt içinde hem yurt dışında ücretsiz açık erişim kaynaklardan besleniyoruz. İkincil olarak birtakım kütüphaneler, bu anlamda hemen her kütüphanede bulunmayan, Osmanlıca koleksiyon toplayan ve bunları dijitalleştirip araştırmacılara sunan kaynaklardan faydalanıyoruz. Bazı kütüphaneler bu alanda ihtisas yapmış, sadece risale toplamış. Örneğin, İSAM kütüphanesi, oradan da faydalanıyoruz. Özel kütüphaneler, koleksiyonlar ve bire bir irtibat kurduğumuz insanlar var. Mesela, Müteferrika'nın bastığı 17 kitap, bilahare Müteferrika'nın vefatıyla beraber basılan 7 kitap daha 24 kitaplık külliyat, ilk basılan kitaplarımız bunlar. Bunlara bir koleksiyonerden ulaştık. Kitapları almaya, taramaya ve sisteme aktarmaya başladık. Bu şekilde muhtelif kaynaklarımız var."

Dijital ortama aktaracakları PDF kaynakları, optik arama sisteminde tarayarak, sayısallaştırdığını ve metin içi arama imkanı sağladığını, 1-2 gün içerisinde sisteme aktarılarak kullanıma hazır hale getirildiğini kaydeden Tuncer, basılı eserleri ise kitaba zarar vermeyecek şekilde, sadece nadir eser taraması için üretilmiş robotlarla tarayarak, sisteme aktardıklarını söyledi.

Tuncer, makinenin bir dakikada 20 sayfayı aşkın tarama yapabildiğini, sayfalarda atlama olduğunda uyarı verdiğini, aktif ve rahat bir kullanıma sahip olduğunu, hızlıca tarama yaparak sayısallaştırdığını belirtti.

Projenin hedefinin üç kademeli olduğunu belirten Tuncer, ilk planda aranılan kelimenin metin içerisinde bulunabileceği, ikinci aşamada yıl sonuna kadar bulunan kelime ve ilgili metin parçasının bire bir latinize edilebileceği, son olarak 2022'nin sonuna kadar da latinize edilen metnin okurların anlayabileceği düzeyde sadeleştirilebileceğini anlattı.

"Osmanlı döneminden 30 bin kadar basılı eseri sisteme aktarmayı hedefliyoruz"

Kitap koleksiyoncusu merhum Seyfettin Özege'nin Osmanlı döneminden yaklaşık 26 bin eseri katalogladığını dile getiren Tuncer, "Kataloglara girmeyen bazı eserler olduğunu tespit ettik. Çünkü Osmanlı’nın hem siyasi hem kültür coğrafyası çok geniş. Bosna, Yunanistan, Bulgaristan, Kırım, Azerbaycan, Suriye, Irak ve Lübnan'da basılan eserler de vardı. Buralarda basılan eserlerden bir kısmını Seyfettin Bey, gayet doğal olarak, görme imkân ve şansı bulamamıştı. Dolayısıyla onları da hesaba katarak 28-30 bin kadar basılı kitap ve kitapçık olduğunu tahmin ediyoruz. Totalde hedefimiz, bunların tamamına erişip, sistemimize aktarmak. Ondan sonra basılan binlerce gazete ve dergi var, bunlara kullanıcılarımızın, araştırmacıların ve elbette kütüphanelerin de desteğiyle ulaşmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Projeye verdikleri isme değinen Tuncer, Wiki'nin "Wikipedia'yla beraber çok meşhur olduğunu, oradan esinlendiklerini bildirdi.

Tuncer, insanların artık diline pelesenk olmuş bir kelime olduğu için seçtiklerini ifade ederek, "Lala'nın bir şehzadeyi nasıl eğittiğini, yol gösterdiğini biliyorsak, burada da insanlar bu deryaya dalarken yol gösteren bir sistem olduğu için bundan ilham aldık. Bir arkadaşım 'Wiki-l Ala' demişti, yani yüce wiki. Böyle düşünmüş." değerlendirmesinde bulundu.

"Osmanlıcanın Google'ını yaratmaya çalışıyoruz"

WikiLala'yı "Osmanlı'nın Google"u olarak tanımladığını dile getiren Tuncer, "Google arama motorunda Latin harfli eserlere tarihi ne olursa olsun ulaşabiliyorsunuz fakat Osmanlı döneminde üretilen içerik maalesef şu anda erişim dışı. Biz bu girişimle o dünyayı da Google'a bir nevi açmış olacağız. Osmanlıcanın Google'ını oluşturmaya çalışıyoruz. Burada gerçekten bir Osmanlı kültür, siyaset ve sosyal dünyasını, geleneği keşif için bir Rönesans hareketi gibi olacak. Ciddi anlamda araştırmalara renk katacak. Temel hedefimiz bu." diye konuştu.

Tuncer, bütün üniversitelerin, yurt içi ve yurt dışındaki araştırma merkezleri, kütüphaneler ile tekil araştırmacılar ile konuya ilgi gösterenlerin dijital kütüphaneden faydalanabileceğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.