Orucun Vücuda Faydasını Görmek İçin Sahur ve İftarda Tüketilenlere Dikkat

Dr. Öğr. Üyesi Sibel Bölek, “Vücuda son derece yararlı etkileri olduğu bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuş olan orucun bu olumlu etkilerinden yararlanabilmek için sahurda ve iftarda tüketilenlere dikkat etmek son derece önemlidir.” dedi.

Ramazan ayı yaklaşırken, akıllara oruç tutmanın yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı nasıl bir etki oluşturacağı sorusu da geliyor.

Konuya ilişkin konuşan Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gıda Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sibel Bölek, Kovid-19’dan korunma tedbirleri arasında iki önemli etken bulunduğunu anlattı. Bunlardan birincisinin hijyen tedbirlerine özen göstermek olduğunu aktaran Bölek, ikinci unsurun ise bağışıklık sistemini güçlü tutmak olduğunu ifade etti.

ORUÇ TUTMAK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR

Bölek, orucun bağışıklık sistemini güçlendirici bir etkiye sahip olduğunun bilimsel araştırmalarla ortaya konulduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Çünkü kontrollü bir açlık sürecinde hücrelerin yenilenme hızı artmakta ve vücuttaki kanserli hücreler gibi sorunlu hücrelerin temizlenmesini tetikleyen mekanizmalar güçlenmektedir. Ancak, vücutta detoks etkisi yaratan, bağışıklık sisteminden sindirim sistemine kadar vücuda son derece yararlı etkileri olduğu bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuş olan orucun bu olumlu etkilerinden yararlanabilmek için sahurda ve iftarda tüketilenlere dikkat etmek son derece önemlidir. Sahur öğünü kesinlikle atlanmamalı ve sahurda en az 2-3 bardak su içmeye özen gösterilmelidir. Vücudun susuz kalmaması son derece önemlidir.

Oruçlu olunan süre boyunca terlemeyle sıvı kaybına da dikkat edilmelidir. Oruçluyken ağır sporlar yapmaktan kaçınılmalı, devam edilen sporların da dozajı düşürülmelidir. Sahur öğününde uzun süre tok tutacak protein ve lif oranı yüksek gıdalarla beslenilmeye dikkat edilmelidir. Örneğin peynir, yumurta, zeytinyağı ve cevizi sahur sofrasında bulundurmaya özen gösterilmelidir. Kek, pasta, şekerleme, reçel, bisküvi gibi kan şekerini hızla yükselten gıdalar daha sonra hızlıca acıkmaya neden olacağından tüketiminden kaçınılması gereken gıdalardır.”

SAHURDA YENEN PİRİNÇ VE MAKARNA KAN ŞEKERİNİ HIZLA YÜKSELTİYOR

Bölek, sahurda sıkça tüketilen pirinç pilavı ve makarnanın da kan şekerini hızla yükselttiği için kaçınılması gereken gıdalar arasında yer aldığını anlatarak, şu bilgileri verdi:

“Aynı zamanda susama hissini artıran aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemeklerden uzak durulması gerekmektedir. Besin değeri düşük ve mide salgısını arttıran asitli içeceklerin tüketiminden de sakınılmalıdır. İftara su, zeytin ya da hurma ile başlanabilir. Özellikle orucu hurma ile açmak, oruçlu olunan süre boyunca düşen kan şekerinin hızlıca dengelenmesini sağlamakta ve iftarda aşırı yemenin önüne geçmeye yardımcı olmaktadır. İftara başlangıç için en uygun yiyecek ılık çorbadır. İftarda yağda kızartılmış yemeklerden ve hamur işlerinden kaçınılmalı, fırında pişirilmiş ya da haşlanmış gıdalar tercih edilmelidir. Ramazan boyunca haftada en az 2 kez kuru baklagil tüketilmelidir. İftarda aşırı şerbetli, hamur işi tatlılar yerine, güllaç gibi hafif ve sütlü tatlılar tercih edilmelidir.”

Yeşil salata yenilmesine özen gösterilmesini ve salataların bol sirkeli olarak tüketilmesini öneren Bölek, “Soğan, sarımsak, biber, roka gibi bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olacak gıdaları iftar sofrasında bulundurmaya özen gösterilmelidir. İftar ve sahur arasında su içme ihtiyacı hissedilmese bile mutlaka bol su tüketilmelidir. Bunun yanında meyveler iftardan hemen sonra tüketilmek yerine iftar ve sahur arasında ara öğün olarak tüketilmelidir. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren C vitamini açısından zengin mandalina, greyfurt, portakal, ananas, nar ve kivi gibi besinler tüketilmelidir.” diye konuştu.

Bölek, iftardan sonra yatmanın reflü şikayetlerinin artmasına neden olabileceğini, bu nedenle iftar sonrası hafif egzersizlerin vücudun zinde kalmasına yardımcı olacağını ve bağışıklık sisteminin de güçlenmesine katkıda bulunacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

 

İslam ve İhsan

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİREN BESİNLER

Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Besinler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.