Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık

Altınoluk dergisinin MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Dr. Nazif Yılmaz ile MEB’in “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık” projesi hakkında yaptığı röportaj.

Lafzıyla hâfız, ahkâmıyla âmil hikmetiyle kâmil nesiller için “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık” projesini Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürü Dr. Nazif Yılmaz Altınoluk dergisi için anlattı.

“ÖRGÜN EĞİTİMLE BİRLİKTE HAFIZLIK” PROJESİ

Ayasofya Cami-i Şerifinde uzun yıllar sonra hafızlık merasimi gerçekleştirildi ve bu merasim kamuoyunda geniş bir yankı buldu. Öğrenciler okullarına devam ederken hafızlıklarını tamamladı. “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık” projesinden kısaca bahsedebilir misiniz?

Dr. Nazif Yılmaz: Öncelikle hafızlık eğitiminde yeni bir dönemin başlangıcı ve mühim bir dönüşüm olan bu projeyi gündem yaptığı için Altınoluk dergisine çok teşekkür ederim. Bu proje, 30 Mart 2012 tarihinde TBMM’de kabul edilen 4+4+4 eğitim sistemiyle imam hatip ortaokullarının yeninden açılması ve Millî Eğitim Bakanlığı’nca hafızlık eğitimi almak isteyen öğrencilere bir (1) yıl ara verme imkânı ile 2014 yılında İmam Hatip Okulları Haftalık Ders Çizelgesi’nde 5. sınıflarda yoğunlaştırılmış Kur’an-ı Kerim öğretimi fırsatının verilmesiyle başlamıştır. Proje, 2014 yılından itibaren Millî Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa yürütülen bu projenin sahadaki paydaşları/uygulayıcıları il-ilçe millî eğitim müdürlükleri-müftülükler ve okullar-Kur’an kurslarıdır.

İmam hatip ortaokullarında 5. sınıflarda okul merkezli Kur’an kursu destekli; 6. sınıflarda bir yıl ara verme hakkının kullanılmasıyla Kur’an kursu merkezli okul destekli olarak okul-Kur’an kursu işbirliğine dayalı olarak yürütülen bu projenin ilk uygulayıcıları ve öncüleri Ankara Pursaklar Medine İmam Hatip Ortaokulu/Ehl-i Beyt Kur’an Kursu ile Konya Selçuklu Mustafa Büyükkaplan İmam Hatip Ortaokulu-Kur’an Kursu olmuştur. Başlangıç sürecinde emeği geçen eğitimcilerimize ve hayırseverlerimize, şu anda katkı veren eğitimcilerimize ve velilerimize de buradan teşekkür ediyor, vefat edenleri de rahmetle yâdediyorum.

2019 yılında MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve DİB Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokolle uygulama esasları güncellenen bu projede bugünkü gelinen noktada 194 okulda/Kur’an kursunda 18.536 öğrenci yer almaktadır. Bu öğrencilerin hemen yarıya yakını hafızlık sürecinde bulunmakta, şu ana kadar da yaklaşık üç bin öğrenci hafızlığını tamamlamış bulunmaktadır.

Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık projesi beş (5) aşamadan oluşmaktadır. Öğrenci seçimi, yoğunlaştırılmış yaz eğitimi, hafızlık hazırlık, hafızlık/ezber süreci ve pekiştirme/haslamadır. İlkokul 4. sınıfı bitiren öğrencilerin alındığı projede okullar tarafından Haziran ayında akademik sınav yapılarak öğrenci alınmakta ve Temmuz-Ağustos aylarında en az beş (5) hafta yoğunlaştırılmış Kur’an eğitimi verilmektedir. Bu iki aşama sonrasında hafızlığa yeteneği olan öğrenciler programa devam etmekte ve en geç 5. sınıfın ilk yarısında hafızlık hazırlık süreci tamamlanmaktadır. Hemen hafızlığa başlayan öğrenciler o yılın Mayıs ayı sonuna kadar ortalama her cüzden 3-4 sayfa (yaklaşık 100 sayfa) ezberleyerek Okul merkezli, Kur’an kursu destekli süreci tamamlamaktadır. Akabinde bir (1) yıl ara verme hakkı kullanılarak Kur’an kursu merkezli okul destekli yaklaşık on beş (15) aylık bir süre içerisinde de hafızlık eğitimi tamamlanmaktadır. Öğrenciler 6. sınıfın derslerinden sınava alınmakta ve başarılı olanlar bir üst sınıfa geçmektedir. Bu süre zarfında hafızlığını erken bitiren öğrenciler olduğu gibi gecikenler de olabilmektedir. Onlar da 7. sınıfta hafızlıklarını tamamlayabilmektedir. Öğrenciler, 7. ve 8. Sınıfta hem hafızlıklarını pekiştirmekte hem de bir üst öğrenime ve LGS’ye etkin olarak hazırlanabilmektedir.

ÇOCUĞUNU HAFIZ YAPMAK İSTEYEN NE YAPMALI?

Evlâdını örgün eğitimle birlikte hafızlık projesi kapsamında imam hatip ortaokullarına vermeyi düşünen anne-babalara neler tavsiye edersiniz?

Dr. Nazif Yılmaz: Hafız adayı çocuklarımızın fiziksel, zihinsel, sosyal, duygusal-ruhsal ve kişisel gelişim düzeyini iyi tanımak gerekiyor. Duygularımızı kontrol ederek, üzerlerinde psikolojik bir baskı oluşturmadan çocuklarımızın becerisini bilerek ve kabiliyetini göz önünde bulundurarak hafızlık eğitimi almalarını istemek veya hafızlık sürecini başlatmak en doğru olandır. Hafızlık, sabır ister, disiplin ister, özveri, fedâkarlık ve sorumluluk ister, gayret ister.. Hafızlık süreci, kaygıyı ve stresi yenebilmeyi, zamanı doğru kullanmayı, zorluklar karşısında iradesi kuvvetli ve dirayetli olmayı gerektirir. Şu da unutulmamalıdır ki, çocuklarımıza karşı anlayış göstermek, empati yapmak ve başarıyı takdir etmek ise olmazsa olmazlar arasındadır. Bu hususta, anne-babalar ve eğitimciler için hazırladığımız “Hafızlık Sürecinde Rehber Kitap” ın ve ayrıca “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık” projesine ait birçok bilgi, belge ve dokümanın yer aldığı hafiz.meb.gov.tr adresini ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum. Öte yandan çocuklarımız için uygun imam hatip ortaokulunun seçilmesi, hafızlığa başlamak kadar önemli bir aşamadır. Genel Müdürlüğümüzce takip edilen proje/program imam hatip ortaokullarının listesi bahsettiğim sitede yer almaktadır. Okullarımız ve Kur’an kurslarımız, işbirliği içerisinde bu süreci yürütmektedir. Bu nedenle söz konusu kurumlarımızla irtibatta olunması ve sağlıklı iletişim kurulması elzemdir.

Örgün eğitimle birlikte hafızlık projesine halkın ve velilerin gösterdiği büyük bir teveccüh ve yoğun talep var. Bu projenin ilgi görmesinin sebepleri nedir?

Bu projenin ilgi görmesinde öncelikle öğrencilerin hafızlık eğitimi için ilgi, istidat ve kabiliyeti olanlar arasından seçilmesi, erken yaşlarda hafızlık yapmanın kolay ve kalıcı olmasındaki avantajlardan yararlanılması, hafızlık eğitimi için ayrılan bir (1) yıllık sürenin daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılması, öğrencilerin bir üst öğrenime akademik açıdan da iyi hazırlanması ve hazır bulunuşluklarında bir mahrumiyet yaşamamaları, okul ortamından ve sosyal çevreden olabildiğince yararlanılarak öğrencilerin bilimsel, sosyal-kültürel etkinliklerle akademik yönlerinin, kişisel becerilerinin ve sosyal yeteneklerinin geliştirilmesi, gündüzlü eğitimin öncelenerek çocukların aileden ve sosyal çevreden uzun süre uzak kalmadan hafızlık eğitimi almaları olduğunu söyleyebiliriz. Tabi bu süreçte her iki kurumun da rehberlik çalışmaları ve yönlendirmeleri, öğrencilerle yakinen ilgilenmesi, bu projeye azami ihtimam göstermesi de öğrencilerin beğenisini kazanmakta, velilerin de ilgisini çekmektedir.

Öğrencilerin hem hafızlık hem de okul derslerini bir arada görmesi ve başarı elde etmesi elbette ki kolay bir süreç değil. Ancak bu projede öğrencilerin başarılı olduğu göze çarpıyor. Örgün eğitimle birlikte hafızlık projesinde dikkat çeken başarılar nelerdir?

Dr. Nazif Yılmaz: Rabbimize hamdolsun, fakülte ile birlikte hafızlık eğitimi almamızdan hareketle şunu söyleyebilirim ki, örgün eğitimle birlikte hafızlık sistemi bugünkü şartlarda en ideal bir sistemdir. Daha önceki sistemde ilkokul 5. sınıfı bitiren öğrencilerden isteyenler hafızlığa ayrılıyor, bir (1) yıl hazırlık, iki (2) yıl da hafızlık olmak üzere tam üç (3) yıl okuldan ve derslerden uzak kalıyordu. Bazısı da tabi iki yılda tamamlayabiliyordu. Ancak öğrenciler okula döndüklerinde arkadaşları 8. Sınıfta kendisi ise 6. sınfta oluyor, akranlarından uzak, kendi yaş grubunda olmayanlarla eğitim almak zorunda kalıyordu. En zor olanı da ara verdiği 2-3 yıl içerisinden Matematik, Fen Bilgisi, Sosyal Bilgiler, Yabancı Dil başta olmak üzere bütün derslerden kopuyor ve tekrar intibak edemiyordu. Sonuçta bu olumsuzluk lise dönemine de etki ediyor ve 600 sayfayı ezberleyen bu başarılı öğrencilerin çoğu üniversite sınavlarında çok zorlanıyordu. Az bir kısmı fakültelere devam edebiliyordu.

28 Şubat sürecinden sonra ise hafızlık lise seviyesinde yapılabiliyordu. Ancak şu an bu proje ile 28 Şubat süreci öncesinden daha iyi bir uygulama var ve öğrenciler okul ile birlikte hafızlık yapmaktadır. Yaptığımız duygu-durum araştırmalarında da gördük ki akademik öğrenmeler hafızlığı, hafızlık da akademik öğrenmeleri desteklemekte ve öğrencilerin başarısını daha da arttırmaktadır. Nitekim önceki yıl liselere geçiş sınavında kırk hafız öğrencimiz %1,5’luk puan diliminde yer almış, birçok öğrencimiz de yüksek puan almıştır.

Uyguladığınız projede öğrenciler bir yandan hafızlıklarını ikmal ederken diğer taraftan Teknofest ve Tübitak gibi bilimsel yarışmalarda, araştırma, projeler, sportif, sosyal ve değerler alanında ulusal ve uluslararası düzeyde başarılar elde ediyor. Böyle bir müfredat ile nasıl bir insan yetişmeyi arzu ediyorsunuz?

Dr. Nazif Yılmaz: Bizim öncelikli hedefimiz Kur’an-ı Kerim’in lafzıyla hâfız, ahkâmıyla âmil, hikmetiyle kâmil nesiller yetiştirmek için zemin hazırlamaktır. Kanaatimce, hafızlığın sadece din hizmetleri alanıyla, minber, mihrap, kürsü ve ihtifallerle sınırlandırılmaması, hafızların da sadece Temel İslam Bilimlerinde uzmanlaşması gerektiği düşünülmemelidir. Kur’an-ı Kerim, insanlara hidayet rehberi olarak geldiğine göre onun muhtevasının iyi anlaşılması ve hidayet rehberi olarak yol göstermesi için İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’in dediği gibi, İslam’ın Kur’an’dan alınan ilhamla asrın idrakine söyletilmesi gerekir ve bunun için de ilim lazımdır.

Yani Kur’an ve sünnet merkezli bir din eğitimi almış, ilahiyat alanında ilmî vukûfiyeti olanların yanı sıra öncelikle sosyal bilimlerde; tarih, coğrafya edebiyat, felsefe, psikoloji, sosyoloji, pedagoji, antropoloji, yönetim bilimi, uluslararası ilişkiler gibi insan ve toplum bilimlerinde; yine biyoloji, tıp, fizik, kimya, gibi fen bilimleri ile matematik, mühendislik ve astronomi vb. alanlarda ilmî vukûfiyeti olan; Kur’an’ın anlamını da öğrenerek tefekkür, tezekkür, tedebbür merkezli okumalarla ve katkılarla onun fertlerle ve toplumla buluşturulmasında öncü olacak, edindiği ilmî birikimi ile Kur’an’ın anlaşılmasında ve ayetlerin yorumlanarak topluma yol göstermesinde rol alacak hafızların yetişmesinde bu proje bir başlangıç olacaktır Allah’ın izniyle.

Kaynak: Altınoluk Dergisi, Sayı: 425

İslam ve İhsan

ÖRGÜN EĞİTİMLE BİRLİKTE HAFIZLIK PROJESİ (MUSA EFENDİ ANADOLU İMAM-HATİP)

Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi (Musa Efendi Anadolu İmam-Hatip)

NASIL HÂFIZ OLUNUR?

Nasıl Hâfız Olunur?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.