Ömrünün Zekatını Atık Malzeme Toplayarak Veriyor

Zonguldak'ta yaşayan 83 yaşındaki Cevat Taşören, 35 yıldır devam ettirdiği atık malzeme toplama işinden kazandığı parayla, torunlarının eğitimine katkı sağlamasının yanı sıra ihtiyaç sahiplerine de yardımda bulunuyor.

Zonguldak'ta merakla başladığı atık toplama işini uzun yıllardır devam ettiren 83 yaşındaki Cevat Taşören, ilerleyen yaşına rağmen alın teriyle ekmek parası kazanmayı sürdürerek bir yandan da insanlara faydalı olmaya çalışıyor.

Terakki Mahallesi'nde yaşayan, biri erkek 5 çocuk babası ve 10 torun dedesi Taşören, yıllar önce taksicilik yaptığı sırada atık malzeme toplayanları fark ederek bu işe merak saldı.

"ÇÖPTE YEMEK PARAMIZ VAR"

Bir süre sonra kendisi de karton, plastik ve demir atıklarını toplamaya başlayan Taşören, emekli olduktan sonra marketlerden, komşularından ve çöp konteynerlerinden topladığı atık malzemeleri satarak ev ekonomisine katkı sağladı. Şimdilerde, emekli maaşının yanı sıra "çöpte ekmek paramız var" dediği atık malzemeleri satarak torunlarının eğitim masrafını karşılayan Taşören, ayrıca gelirinin yarısını geçimini sağlamakta güçlük çeken kişilerle paylaşıyor.

"KAZANDIĞIMIN YARISINI GARİBANA VERİYORUM"

Cevat Taşören, taksicilik yaptığı yıllarda karton toplayan insanları gördüğünü belirterek, "Ben de arabamın bagajına koyarak toplamaya başladım. Bir hevesle kendime, 'Sen bu kağıtları topla.' dedim. Çocuklarımın hepsini okuttum, yetiştirdim. Şimdi de elimden geldiği kadar onların çocuklarını okutuyorum. Kazandığımın yarısını da ölen anne ve babamın hayrına garibana veriyorum. Kim gelirse kapıma vermeye de devam edeceğim." dedi.

Taşören, yaşının ilerlemesine rağmen yaptığı işten gurur duyduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Çöpte kağıt, plastik, demir her şey var. Bunlar hep para. Arkadaşlarımız var kahvede oturuyorlar. Gelin çöpten toplayın, ayıp değil. Ekmek çöpe gidiyor, gitmemesi için toplayın. Hırsızlık mı yapalım? Topladığım atıkları değerlendiriyoruz. Oturmak daha mı iyi? Hepsi çöplüğe gidecek. Ama bunlar ayağımızın dibinde. 'Çöpe gitmesin, al bunları.' diyorlar. Ben de alıyorum. Yerim var, oraya koyuyorum. Bunları almak isteyenler bana soruyor, sonra da gelip alıyorlar. Ben de kazandığım bu parayı durumu düşük olanlara veriyorum. Vermeye de ölünceye kadar devam edeceğim."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.