Mü'mini İşaret Eden İki Alâmet

Yüzakı Dergisi 134. sayısında Mü'minin alâmeti "kitap ve sünnet" konusunu işliyor.

Yüzakı Dergisi basın bülteninde Nisan 2016 sayısı şu şekilde tanıtılıyor:

"Bir Mü’minin Şahsiyet, Karakter ve Îman Nişânesi: KİTAP ve SÜNNET İki emânet: Kitap ve Sünnet.

Onlar karşısında iki tavır: Emânet ve Hıyânet...

Bu iki mukaddes emânet hususunda emîn ve sâdık olabilirsek, şahsiyet ve îmânımızı da ispatlamış oluruz.

Şahsiyet, karakter ve îmânımızın da alâmeti de Kitap ve Sünnet...

«Kitapsız»lık yani îmansızlık, fert ve toplum dertlerimizin de en büyüğü. Yeniden Kur’ân’a sarılmak, Allâh’ın emirlerine îman ve teslîmiyet şahsiyetimizin belkemiği.

Belki birkaç asırdır, müsteşriklerin üzerinde çalıştığı bir proje, son yıllarda zehirli meyvelerini vermeye başladı: «Sünnetsiz Müslümanlık!» Hadis düşmanlığı...

Kutlu doğumuyla müşerref olduğumuz, Peygamber Efendimiz; bize Kur’ân-ı Kerîm’i getirdi. Aynı zamanda Kur’ân’ı yaşadı. Ahlâkıyla, hâliyle, sözleriyle, mübârek hadîs-i şerifleriyle de Kur’ân’ı, İslâm’ı tâlim etti. Hepsi, gülün tabaka tabaka yaprakları gibi, vahy-i ilâhînin, risâlet-i Muhammediyye’nin şümûlünde.

Bu sebeple, her yıl Hazret-i Fahr-i Kâinât’a hasreylediğimiz Nisan sayımızda Kitap ve Sünnet’in ayrılmaz beraberliği husûsunu işledik.

Bir Mü’minin Şahsiyet, Karakter ve Îman Nişânesi: KİTAP ve SÜNNET

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ Kitap ve Sünnet’i birbirinden ayırmamanın altını çizdi:

“Bizi Allah katında kurtaracak affa ve merhamete mazhar edecek gerçek bir îmânın hususiyeti, Allah ve Rasûlü’nü birbirinden ayırmamak. Bu itibarla İslâm’a girişin ifadesi olan kelime-i şahâdet de iki kanatlı:

◆ Allâh’a şahitlik,

◆ Hazret-i Peygamber’e şahitlik.”

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Üstâdımız, «O’nun Muhteşem Ahlâkı» makalelerinin dokuzuncusunda, «Şahsiyet ve Karakteri»ni kaleme aldı. O şahsiyet ki, yetiştirdiği ashâbına da in‘ikâs etti. Onlara ihsân üzere tâbî olanlara da, kalbî kıvamları nisbetinde in‘ikâs etti.

Hazret-i Mevlânâ’dan gönül dünyamıza akseden ise; «Hak Dostlarının Zirve Ölçüleri» mevzuu oldu. İptilâlar karşısında avam ile havâssın farkları ortaya konuldu.

Sünnet-i seniyye ve hadîs-i şerifler hususunda insanımıza televizyonlar, internet ve diğer neşriyat vasıtalarıyla boca edilen bozuk fikirlere karşı yazarlarımız hakikatleri dile getirdiler. İfrat ve tefrit arasında Sünnet mevzuunu işlediler. Kelâmullâh’ın, fiiliyâtı üsve-i hasene, ahlâkı huluk-i azîm olan Nebî’nin tatbikat ve tefsiriyle olan zarurî münasebetinin altını çizdiler. Sünnet düşmanlığının, farklı şeyler söyleyerek zuhûr etme hastalığı ve oryantalist telkinleriyle alâkasını ortaya koydular.

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in rûhâniyetinin tarihimizdeki zaferlere fevkalâde tesiri;

Fahr-i Kâinât Efendimiz’in nübüvvet öncesindeki emîn ve hayırsever şahsiyetinin risâletine îmân edilmesinde kolaylaştırıcı yardımı...

Efendimiz’in hayatın her safhasında, yediden yetmişe, fakirden zengine, sıradan insandan kumandan ve hükümdarlara tam ve mükemmel bir örnek oluşu... dosyamızdaki diğer maddeler.

Muhâcirlerin mâzî ve hâtıralarımızdaki yeri, İslâm’ın ekolojiye getirdiği esaslar, Abdülkādir Geylânî’den İzzeddin bin Abdüsselâm’a, Muallim Nâcî’den Ali Fuat BAŞGİL’e tarihimizden sîmâlar...

Na‘tlar; Allah Rasûlü’ne olan muhabbetin, O’nun muazzam ahlâkı ve yegâne yol olan sünnetine ittibâ ile mânâ kazanacağını ifade ve telkin etmekte...

Kıymetli Okuyucularımız!

Bir hafta ile başlayıp mevsime yayılan Kutlu Doğum coşku ve heyecanına, Kutlu Doğum kitaplarımızla iştirâk edebilirsiniz.

Üç aylarınız mübârek olsun, Kutlu Doğum mevsiminiz, O’nun emânetine sadâkat şuuru ve bu şuurla dopdolu sâlih amel ve faaliyetlerle geçsin."

Ayrıntılı Bilgi: www.yuzaki.com.tr

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.