MEB, Yüz Yüze Eğitime İlişkin Tedbirleri Belirledi

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yüz yüze eğitimde alınacak tedbirleri belirledi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer imzasıyla illere gönderilen "2021-2022 Eğitim ve Öğretim Yılına İlişkin İş ve İşlemler" konulu yazıda, bakanlığa bağlı okul ve kurumlarda 2021-2022 eğitim ve öğretim yılına 6 Eylül Pazartesi günü gerekli tedbirler alınarak yüz yüze başlanacağı anımsatıldı.

Yazıya göre, sorumluluk ve hazırlık sınıflarında yeterlilik sınavları iki haftaya yayılarak 1 Eylül-12 Eylül tarihleri arasında planlanarak uygulanacak.

2019-2020 eğitim ve öğretim yılındaki derslerden sorumlu geçen öğrenciler, bu derslerin birinci dönem konu ve kazanımlarından sorumluluk sınavına tabi tutulacak. Söz konusu öğrenciler, sorumlulukları kalkana kadar girecekleri sorumluluk sınavlarından sadece 2019-2020 eğitim ve öğretim yılının birinci dönem konu ve kazanımlarından sorumlu olacak.

Destek eğitim odası faaliyetlerinin planlanıp uygulanması

Evde ya da hastanede eğitim alan öğrencilerin durumlarının e-Okul Yönetim Bilgi sistemine eksiksiz bir şekilde işlenmesi ve eğitim hizmetlerine yönelik gerekli planlamanın yapılması sağlanacak. Kaynaştırma bütünleştirme yoluyla öğrenim gören öğrencilere yönelik destek eğitim odası faaliyetlerinin planlanıp uygulanmasına yönelik gerekli tedbirler alınacak.

Resmi ve özel ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden Sağlık Bakanlığı e-Nabız Sistemi'nde kronik hastalıklar listesinde hastalığı yer alanların bu durumlarına ilişkin e-Nabız Sistemi'nden alacakları belge ile okul müdürlüklerine başvurmaları halinde, bu öğrencilerin eğitim faaliyetlerini sürdürmeleri yönünde il-ilçe milli eğitim müdürlüklerince gerekli tedbirler alınacak.

Kayıt parası veya başka ad altında zorunlu olarak herhangi bir ücret alınmayacak

Okullara öğrenci kayıtları esnasında kayıt parası veya başka ad altında zorunlu olarak herhangi bir ücret alınmaması ve bu tarz uygulamalara dair şikayetlerin valiliklerce ivedilikle değerlendirilerek gerekli işlemler yapılacak.

Okula kayıt, seviye/özel grup sınıfları, öğretmen seçimi, teknolojik/fiziki olanaklar, yabancı dil eğitimi gibi çeşitli hususlar gerekçe gösterilerek devlet okullarında sınıf ayrımcılığına sebep olacak ve eğitimde fırsat eşitliği ilkesini zedeleyecek uygulamalardan kaçınılacak.

Yazıda ayrıca, eğitim ve öğretim faaliyetleri ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde, Kovid-19 salgınıyla ilgili mücadele, başta maske, mesafe ve temizlik kuralları olmak üzere alınan önlem ve tedbirlere titizlikle uyulması istendi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.