Mal Takası Caiz mi?

Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım, “Hangi malların değişimi faize girer?” sorusunu cevaplıyor.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz altı çeşit malda bir değişim, alım-satım olacaksa bunların peşin olarak ve eşit miktarlarda değişimi öngörmüştür. Burada temel olarak şu soruyu sormak mümkün. Ben buğdayı buğdayla, aynı şartlarda ve eşit miktarda değiştireceksem bunun ne anlamı var? Peygamberimiz ürünün cinsi değiştiğinde istediğiniz gibi alışveriş yapabilirsiniz diyor. Buğdayı altınla alacaksınız istediğiniz şekilde peşin veya vadeli satın alabilirsiniz. Elbette buğdayı altınla değişirken aynı miktarda değişim söz konusu olmaz. İstediğimiz gibi hür bir şekilde alışveriş yapabilirsiniz. Niye? Böylelikle para dediğimiz o gün için altındır veya gümüştür. Yakın bir döneme kadar altına endeksli idi. Yerel paralar şimdi birçok şeye endeksli hale getirdiler. Bu parayla malı satın aldığınız zaman o malın tam değerini tespit etmek daha mümkündür. Ama bir malı mal ile değişiyorsanız onun içerisinde birtakım kayıpların olması söz konusu olabiliyor. Artı insanlar her zaman aradıkları şeyi sattıkları şeyle değiştirme imkanı bulamayabiliyorlar. Böyle olunca bir taraf talepkar, bir taraf tok satıcı olduğundan dolayı değerinden farklı bir aldanma veya bir kandırılma söz konusu olabiliyor. Bu yönüyle Peygamber Efendimiz bu tür ticaretle kar elde edilmesininin önüne geçmek için eğer aynı cins malları aynı cins malla değişecekseniz eşit ve peşin olarak değişin buyurmaktadır.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in altı maddeyi örnek olarak zikrettiği Ubâde b. es-Sâmit’in -radıyallahu anh- rivayet ettiği hadis şöyledir:

“Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma hurmayla ve tuz tuzla misli misline, birbirine eşit olarak ve peşin satılırlar. Ancak bunlarda cins farkı olunca peşin olmak şartıyla istediğiniz gibi satış yapınız.” (Müslim, Müsâkât, 81; Ebû Dâvud Büyü, 18)

İslam ve İhsan

FAİZ NEDEN HARAM?

Faiz Neden Haram?

FAİZ (RİBA) NEDİR? FAİZLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Faiz (Riba) Nedir? Faizle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.