M. Asım Köksal'ın İslam Tarihi Eseri

Bugüne kadar Türkçede hazırlanan en kapsamlı siyer çalışması olarak gösterilen, Mustafa Asım Köksal'ın Hz. Muhammed ve İslamiyet kitabının 8 ciltlik büyük boy baskısı Erkam Yayınları'ndan çıktı. 

Mustafa Asım Köksal,  hazırladığı siyer kitabının önsözünde kitapla ilgili şunları ifade ediyor:

"Bizi, herşeyi yaratan, bitmez tükenmez nimetleri içinde yaşatan Yüce Allah’a hamd ve sena eder; sevgili Peygamberimiz, dünya ve âhirette en büyük rehber ve önderimiz Hz. Muhammed Aleyhisselam Efendimizi ve bütün ev halkını, kendisiyle sohbet ve İslâm dâvâsına hizmet edenleri sevgi ve saygı ile selamlarım.

İtalyan müsteşrik Caetani’nin; İslâmiyet ve Peygamberimiz hakkında bazı müsteşrik, profesör ve rahiplerin yardımlarıyla yazdığı ve Hüseyin Cahid’in dilimize çevirip İslâm Tarihi adıyla yayınladığı 10 ciltlik kitabı beş yıl inceleyerek tesbit ettiğimiz sayısız yanlışlar, isnad ve iftiralar hakkındaki “Reddiye”mizi yazdıktan sonra -ki, onu yazmamış olsaydık Peygamberimiz Aleyhisselamın hayatına ve İslâmiyete ait bilgileri, başta Kur’ân-ı Kerîm ile hadis ve sünnet mecmuaları olmak üzere, kaynaklarımızdan derleyip yaymak ve yabancı tercümanları aradan çıkarmak gücünü, azim ve cesaretini belki de kendimizde bulamazdık- Hz. Muhammed Aleyhisselam ve İslâmiyet adını verdiğimiz kitabımızı kaleme almak için, ilk işimiz, 31 yıldan beri çalışmakta bulunduğumuz Diyanet İşleri Başkanlığındaki vazifemizden emekliye ayrılmak oldu.asım_koksal

İlk önce, muhtasar birer cilt halinde Mekke ve Medine devirlerini yazmayı kararlaştırıp hemen işe başladık.

Mekke devrini bitirdikten sonra, bu kararımızdan vazgeçip Medine devrinin muhtasar bir özeti yerine, onbir ciltlik geniş bir tarihini yazdık ve bu onbir ciltlik çalışmada:

Mekke devrine ait muhtasar ciltte dayandığımız kaynakları her bahis sonunda topluca göstermemizin yerine; okuyanlara itimad gelsin, araştırma yapacak olanlara da kolaylık olsun diye, her sahifenin altında, o bahsin kısmen veya tamamen bulunduğu kaynakları, cilt ve sahife numaraları ile gösterdik.

Kitabımızda kaynakları konuşturmakla yetindik. Şahsî görüşlerimizle araya girmekten kaçındık.

Karşılaştığımız müphem noktaları, uzun araştırmalar yaparak bulduğumuz bilgilerle aydınlatmaya çalıştık.

Her türlü acz ve noksanımıza rağmen giriştiğimiz bu işte, Yüce Allah lutuf ve yardımını bizden esirgemedi, kesmedi.

Yalnız Peygamberimiz Aleyhisselamın hayatının değil, İslâm dininin de bir tarihi niteliğinde sayılabilecek olan; eskilerin de, yenilerin de yadırgamayacakları açık, sade ve akıcı bir dille kaleme alınmış bulunan bu kitabımızdan, her sınıf okuyucunun yararlanacağına ve memnun kalacağına inanıyoruz.

Hayatımızın en mes’ud, en mutlu devri; her türlü güçlük ve ağırlığına rağmen, bu kitabı yazmakla geçirdiğimiz devir olmuştur. Çünkü, başından sonuna kadar, bütün bir devri, olanca çileleri ve mutlulukları ile, sevgili Peygamberimiz Aleyhisselamın ve ashabının yanında yaşamış gibi idik. Kitabımızı okuyanların da bu kanaate varacaklarını sanıyoruz.

Peygamberimiz Aleyhisselamın hayatını okumak ve öğrenmekte; erkek-kadın her Müslüman için, hatta herkes için, temiz, ibretli ve mutlu bir hayatı örnek edinip kendilerini kötü örneklerin etkilerinden kurtarmak, başka bir deyişle İslâmiyeti öğrenmek, yaşamak, dünya ve âhiret mutluluğunu kazanmak vardır.*

Peygamberler Peygamberi, Muhammed Aleyhisselam ve İslâmiyet adıyla okuyucularımıza 8 cilt halinde sunduğumuz bu kitap; 12 cilt olarak hazırlanmış ve Pakistan hükûmetinin Sîret Kitapları Milletlerarası Yarışmasında 1984 yılında birinciliğe layık görülerek ödüllendirilmiş ve sonradan 18 cilde çıkarılmış olan kitabımızın özlü bir özeti olarak hazırlanmıştır. Tevfik ve inayet ancak Allah’tandır."

Mustafa Âsım Köksal, Hz. Muhammed ve İslamiyet, Erkam Yayınları

Kitabı temin etmek için tıklayınız.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.