Londra'da "peygamber Aşkı" Sergisi Kapılarını Açtı

İngiltere'nin Başkenti Londra'da Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında, “Peygamber Aşkı" adlı sergi kapılarını ziyaretçilerine açtı. Sergi, 17 Nisan'a kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.

Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında İngiltere'nin başkenti Londra'da “Peygamber Aşkı" isimli Hilye-i Şerif sergisi açıldı. Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği Kültür, Turizm ve Tanıtma Müşavirliği ev sahipliğinde Londra Oxo Tower Galeri'de çeşitli sanatçılara ait eserlerin yer aldığı sergi, 17 Nisan'a kadar ziyaretçilerini ağırlayacak. Açılışa Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, serginin koleksiyoncu sahibi Mehmet Çebi ve Başbakanın Başdanışmanı Abdülkadir Özkan'ın yanı sıra çok sayıda diplomat ve davetli katıldı.

Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç açılış konuşmasında bu sergiye ev sahipliği yaptıkları için memnun olduğunu ifade ederek, İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı'nın desteğini dile getirdi. Hat sanatının inceliklerine de değinen Büyükelçi Bilgiç, Hilye-i Şerif'in önemini vurguladı.

"MODERN SANATIN SINIRLARINI ZORLUYOR"

Açılış konuşmasının ardından basın mensuplarına değerlendirmede bulunan Büyükelçi Abdurrahman Bilgiç, Türk kültürünün kimliğini, değerlerini hem yurt içinde hem de yurt dışında gelecek kuşaklara aktarmanın değer taşıdığını belirterek, “Böyle bir müstesna bir mekanda Hilye-i Şerif sergisinin açılması, Türklerin hat sanatına olan katkısı, Osmanlı'da geldiği yüksek seviye aynı zamanda cumhuriyet döneminde yeni yetişen Hattatlarla daha modern bir formatta, eskiden kopmadan ama yeni sanatta daha yeni aşamalara yelken açan bir anlayışla muhteşem eserleri görüyoruz. Aslında hepsi Peygamber efendimizi Hz. Ali'nin rivayeti üzerinden tasvir ediyor ama ne kadar farklı renk, ne kadar farklı adeta soyut yolculuk yaptırıyor bize. Bunların her biri farklı açıdan bakıldığında soyut resim gibi algılanabilir, bir başka açıdan modern sanatın sınırlarını zorlayan yönleri var. Ama aynı şekilde birbirinden farklı hat türleri ile de sergiyi gezenler bakımından bir şölen niteliğinde" ifadelerini kullandı.

Başbakanın Başdanışmanı Abdülkadir Özkan, Kutlu Doğum Haftası'nın yaşandığı bugünlerde böylesine bir serginin Londra'ya gelmiş olmasını önemsediklerini ifade ederek, “Hz. Peygamberi sanatla, estetikle ve zarafetle insanlığa anlatmayı arzu ediyoruz. Özellikle son yıllarda İslam korkusunun, İslamafobi'nin, İslam düşmanlığının yaygınlaştırılmaya çalışıldığı bir zaman diliminde Hz. Peygamberin daha fazla anlatılmaya, İslam'ın temel prensiplerinin insanlığa getirdiği rahmet mesajının yeniden dillendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun da sanat eserleri yöntemiyle, sanat eserleri marifetiyle yapılmasının çok da anlamlı olduğunu düşünüyorum" dedi.

"SERGİNİN LONDRA'DA OLMASININ ANLAMI BÜYÜK"

Böyle bir serginin Londra'ya getirilmiş olmasının son derece anlamlı olduğunu söyleyen Özkan, benzer bir serginin Washington'da Havana'da da, yurt dışında çeşitli bölgelerde gerçekleştirildiğini kaydetti.

Serginin koleksiyoncu sahibi Mehmet Çebi ise, Hz. Peygamberi Hilye-i Şeriflerle daha iyi bir şekilde anlatılacağına karar kıldıklarını ifade ederek, “Ağırlıklı olarak bu konuda sanat faaliyetlerine yön vermeye ve bu tarz çalışan sanatçıların eserlerini toplamaya çalıştık. Londra'daki bu sergimiz ileride yapacağımız çok daha büyük sergilerin habercisidir" şeklinde konuştu. Yaklaşık 2 sene sonra dünyanın en büyük Hilye-i Şerif sergisinin açılabileceğini sözlerine ekledi.

Hz. Peygamberin güzel ahlakının, fiziksel özelliklerinin kelimelerle anlatıldığı Hilye-i Şerif'in ilk kez 17. yüzyılda Hafız Osman tarafından yazıldığını dile getiren Çebi, sergide sanatçıların hat sanatı ile hazırladığı Hilye-i Şeriflerden olduğunu ifade etti.

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.