Kuru Temizleme Tehlike Saçıyor

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, kuru temizleme sistemlerinin büyük tehlike saçtığını açıkladı.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, yaptığı yazılı açıklamada, kuru temizleme sistemlerinin tehlike saçtığına dikkat çekti. Lekelerin çıkartılmasında kullanılan “Perkloretilen” isimli klorlu çözücünün kanserojen etkisi olduğu belirtilen açıklamada, bu kimyasalın kullanımının ölçülerek denetlenmesi gerektiği ifade edildi.

 

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası’nın yazılı açıklaması şu şekilde:

“Kuru temizleme sistemlerinde tekstil üzerindeki özellikle yağ ve lekelerin çıkartılmasında kullanılan Perkloretilen (Tetrachlorethylene) isimli klorlu çözücü kanserojen etkisinden dolayı tehlike saçıyor. Kuru temizleme işletmelerinde, ticari çamaşırhanelerde, otellerde, tekstil, deri fabrikalarında, veya metal temizleme amaçlı olarak kullanılan temizleme solventi ne yazık ki hiçbir kontrole tabi olmadan her yıl binlerce ton olarak kullanılmakta ve havaya ya da suya karıştığında insan sağlığını ve çevreyi ciddi ölçüde kirleterek insana büyük zarar verebilmektedir. 13.12.2014 tarihinde yayınlanmış olan 'Zararlı Maddeler ve Karışımlara İlişkin Güvenlik Bilgi Formu Hakkında Yönetmelik' kapsamında hazırlanan Perkolretilen’e ait güvenlik bilgi formlarında H351 olarak tanımlanan bu çözücü için 'kansere yol açma şüphesi vardır' tanımı yapılmaktadır.

Kanserojen etkisi nedeniyle gelişmiş ülkelerde ve özellikle Avrupa Birliği ülkelerindeki kullanımına ciddi kısıtlamalar getirilen Perkloretilen maddesinin ülkemizdeki kullanımı hiçbir şekilde denetlenmemektedir.

Avrupa birliği 11 Mart 1999 tarihinde aldığı kararlar sonucu, 31 Ekim 2007 tarihine kadar kuru temizleme makinelerinde kullanılan Perkloretilen’in havaya karışma oranını minimize etme ve atıklarını kontrol etme kararı almıştır. Bu oranlar 2009 yılında görülen lüzum üzerine daha da aşağıya çekilmiştir. Bu oran temizlenecek kg tekstil başına maksimum 20 mg’dir. Çalışma yerinde havadaki emisyon oranı ise en fazla 2mg m3, suda ise 0,005 mg olarak tespit edilmiştir. Bazı ülkelerde ise Perkloretilen kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Perkloretilen’in kuru temizleme makinalarından çıkan damıtma atıklarının normal evsel atıklarla çöple atılması yasaklanmış ve özel bertaraf tesislerinde kapalı ambalajlarda özel imha yöntemleri ile imha edilmesi kararlaştırılmıştır.

Kaliforniya ve Norveç, İsveç, Danimarka, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde ise çok daha düşük oranlar belirlenmiştir veya tamamen yasaklanmıştır. Yoğun yaşanan alanlarla, alışveriş merkezi gibi kapalı alanlarda Perkloretilen kullanımı tamamen engellenmiştir. Bu oranların ilgili sağlık teşkilatı tarafından işletme bazında sürekli kontrol edilmesi, cezalar uygulanması, bu oranlara uyma zorluğu sonucu anılan bu ülkelerde alternatif temizleyici kimyasallar kullanılmaya başlanmıştır. Son on beş yıldır toksik etkisi ve yan tesirleri olmayan birçok alternatif kuru temizleme solüsyonu geliştirilmiştir. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı da bu konuda uyarılar yapmış bulunmaktadır. Komite bu maddenin çabuk buharlaşan, keskin kokulu, renksiz bir sıvı olduğunu belirtmiştir. Kumaşlardaki leke ve kirleri kolayca çıkardığı için yaygın olarak kullanılan bu klorlu solventin, insan sağlığı ve çevre açısından toksik etkisinin yüksek olduğu vurgulanmıştır.

Gelişmiş ülkelerde ve Avrupa Birliği'nde Perkloretilen damıtma atıklarının özel hava sızdırmaz konteynerlerde toplanıp, özel bertaraf tesislerinde imha edilmesine rağmen Türkiye’de Perkloretilen içeren damıtma atıkları normal çöpe atılmakta, toprağa ve içme sularına karışıp, çevreye büyük zararlar vermektedir. Binlerce ton ithal edilen Perkloretilen tamamen kontrolsüz olarak piyasada kullanılmaktadır.

Perkloretilen normal oda sıcaklığında sıvı olmasına rağmen çok kolay buharlaşarak çevre havasına karışabilmektedir. Temizleme esnasında tekstilin veya temizlenen ürün üzerinden Perkloretilen’i tamamen almak mümkün değildir. Özellikle kuru temizlemeye verilen ürünlerde kg tekstil başına maksimum 20 mg.’nin aşılması durumunda insan sağlığını tehdit eden yapısı nedeniyle bu kimyasalın kullanımı ölçülerek denetlenmelidir. Bunun dışında kuru temizlemecilerin soğutmalı ve bacalı sistem makineleri sınırlandırılmalı, ortam emisyon değerleri ve tekstil üzerindeki kalıntı miktarı ölçülmelidir.”

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.