Kıyamet Mahkemesinin Kanunları

Âhirette bütün insanların amel defterlerinin tartıldığı ve dünyâda yaptıklarının hesâbını verecekleri yer olan Mahkeme-i Kübrâ’nın kanunları şunlardır.

Âhirette kurulacak olan Mahkeme-i Kübrâ’nın kanunları şunlar olacaktır:

KIYAMET MAHKEMESİNİN KANUNLARI

  1. O gün mahkemenin hakimi de şahidi de Allah’tır.

“Allah, kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, he şeye şahittir.” (Hacc, 17)

  1. Yalancı şahitlik yoktur.

“O gün ağızlarına mühür vuracağız, elleri bize söyleyecek, ayakları şahitlik edecek kendi yaptıklarına.” (Yasin, 65)

  1. Yargıtay, istinaf ve bir üst mahkeme yolu yoktur.

“Benim huzurumda söz değiştirilmez.” (Kaf, 29)

  1. Avukat yoktur.

“Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter.” (İsra, 14)

  1. Rüşvet, iltimas ve torpil yoktur.

“O gün, ne mal fayda verir ne de evlât.” (Şuara, 88)

  1. İsim, dosya karışıklığı yoktur.

“Rabbin asla hiçbir şeyi unutmaz.” (Meryem, 64)

  1. Dosya bizzat elden teslim edilir.

“Artık kimin kitabı sağ eline verilirse.” (Hakka, 19)

  1. Gıyabi yargılama yoktur.

“Onların hepsi de toplanıp kesinlikle karşımızda hazır bulundurulacaklardır.” (Yasin, 32)

  1. Zulüm yoktur.

“…ve ben kullara asla zulmedici değilim.” (Kaf, 29)

  1. Delilsiz ve şahitsiz hiçbir dava yoktur.

“Dillerinin, ellerinin ve ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri.” (Nur, 24)

  1. Hesap çok hızlı görülecektir.

“Şüphesiz Allah, hesabı pek çabuk görendir.” (Mü’min, 17)

  1. Unutulan yazılmayan hiçbir şey yoktur.

“Biz her şeyi, apaçık bir kitapta en küçük ayrıntısına kadar sayıp, tespit edip korumuşuzdur.” (Yasin, 12)

  1. Akrabalık bağı yoktur.

“İşte o gün, aralarındaki bütün akrabalık bağları kesilecek ve birbirlerinin hâlini bile soramayacaklar.” (Mü’min, 101)

  1. Ölçü ve tartı şaşmaz terazi ile olacaktır.

“Biz kıyamet günü için doğru teraziler kurarız, hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir tartıya koyarız.” (Enbiya, 47)

Kıyamet gününün Sahibi, Maliki, Hakimi, Şahidi olan Allah Teâla yar ve yardımcımız olsun.

Kaynak: Fuat Akpınar, Altınoluk Dergisi, Sayı: 455

İslam ve İhsan

HESAP GÜNÜ NASIL OLACAK?

Hesap Günü Nasıl Olacak?

MAHŞERDE SORULACAK SORULAR

Mahşerde Sorulacak Sorular

AHİRET HAYATININ EVRELERİ NELERDİR?

Ahiret Hayatının Evreleri Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.