Osmanlı Tarihi

İmanın İmkânı Yendiği Yer

İnsanlığın savaşı yendiği yerde, onlar herkes gibi ölmediler. Öyle güzeldi ki gittikleri yerler, bir daha dönmediler. Nice kefensiz kahraman, sahibini arayan me

Halifelik Osmanlı’ya Nasıl Geçti?

Safevilere karşı 1514 yılında kazanılan Çaldıran savaşından sonra Yavuz Sultan Selim hedefini güney komşusu Memlûk Sultanlığı üzerine çevirmişti. Peki halifelik

Orhan Gazi'nin Çağları Aşan Öğüdü

Ölüm döşeğindeki Sultan'ın zahirde; genç veliahdına, hakikatte ise zamanımızın ve sonrasının bütün Müslüman yöneticilerine, çağları aşan öğüdü... 

Hilafeti Osmanlı’ya Getiren Padişah

Sekiz yıllık kısa saltanatında ülke sınırlarını iki buçuk kattan fazla genişleten ve başta Mısır’ın fethi ile hilafetin Osmanlı’ya geçişi gibi büyük başarılara

Selçuklu Sultanı’nın Osman Gazi’ye Desteği

Moğol istilası karşısında harap ve bîtap düşen Selçuklu Devleti'nin, Anadolu’da parlayan bir yıldıza, Osman Gazi’ye verdiği destek...

Sultan Iı. Abdülhamit'in Mektubu

31 Mart Vakası'nın ardından tahttan indirilen Sultan II. Abdülhamit, sürgün kaldığı Selanik'teki Alatini Köşkü'nde belki de hayatının en zor günlerini yaşadı. S

Osmanlıca Dersleri | Osmanlıca Öğreniyorum

Osmanlıca öğrenmek ister misiniz? Osmanlı alfabesinde kaç harf vardır? Osmanlıca nasıl öğrenilir, yazılır ve okunur? Basri Zilabid Çalışkan Hoca’nın anlatımıyla

Sultan 1. Mustafa Kimdir?

Sultan 1. Mustafa kimdir? Sultan 1. Mustafa nasıl bir eğitim dönemi geçirdi? Sultan 1.Mustafa döneminde neler yaşandı? Sultan 1. Mustafa neden padişahlıktan ind

Plevne Müdaafası | Plevne Muharebeleri

Plevne muharebeleri nedir? 1877-1878 Osmanlı-Rusya Savaşı'nda (93 harbi) stratejik açıdan önemli bir yeri olan Plevne’yi Rus ordularına karşı müdafaa eden Osman

Cihan Devletinin Sırrı

Cihan devleti olmanın sırrı nedir? Şeyh Edebali’nin Osman Gâzî’yi ve ondan sonra gelecek devlet adamlarını istikâmetlendirecek tavsiyeleri.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.