İSLAM VE İHSAN

Allah Katında Kim Daha Üstün?

Kalplerdeki takvâ duygusunun kimde daha yüksek olduğunu, dolayısıyla kimin daha hayırlı olduğunu ancak Allah Teâlâ bilir. Bunun içindir ki Rabbimiz, âyet-i kerî

Müslümanları 'içine Şeytan Kaçmış' Diyerek Yaktılar

Barbaros Hayrettin Paşa'nın ardarda yaşattığı mağlubiyetleri hazmedemeyen İspanya Kralı ve papazlar, Müslümanları 'içine şeytan girmiş' bahanesiyle canlı canlı

En Çok Cami Hangi İlde?

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İstatistikleri 2014 sonuçları açıklandı. Erzurum cami sayısı çokluğu bakımından Türkiye illeri sıralamasında 15, Büyükşehirler içi

Üsküdar Valide-i Cedid Camii İbadete Hazır

Üsküdar'daki tarihi camiler  restore edilmeye devam ediyor. Üsküdar'ın eşsiz eserlerinden Mihrimah Sultan Cami'nin restore edilmesinin ardından, Valide-i Cedid

Mansur Sağır Güzel Kuran Okuma Yarışmasında 3. Oldu

Ahmed Hamdi Akseki Camii Müezzini Mansur Sağır, Tunus'ta düzenlenen "Güzel Kur'ân Okuma" yarışmasında 3. oldu.

En Kötü Hırsızlık Nedir?

Hazret-i Mevlânâ -kuddsise sirruh- buyurur: “Aklını başına al da namazdan yalnız zâhiren değil, mânen de istifadeye bak. Tane toplayan bir kuş gibi Allâhʼın yü

Allah'a Yakın Olmaya En Büyük Engel

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi Altınoluk Dergisi'nin Mayıs sayısında Bâyezid-i Bistâmi Hazretleri'nin hikmetli sözlerini şerh etmeye devam ediyor.

Deccalden Daha Tehlikeli Şey!

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Altınoluk Dergisi'nin Mayıs sayısında Bâyezid-i Bistâmi Hazretlerinin hikmetli sözlerini şerh etmeye devam ediyor. 

İslâm'dan Önce Hac Var Mıydı?

İslâm’ın beş temel esâsından biri olan hac, hem mâlî hem de bedenî bir ibâdettir. Nice fazîletlerle dolu olan bu ibâdeti lâyıkıyla edâ edebilmek ise, yüksek bir

Diyanet, Şafii İlmihâli Hazırladı

Diyanet İşleri Başkanlığı, Şafii vatandaşların yoğun talebi üzerine, iki cilt halinde ‘Şafiî Fıkhı’ adlı yeni bir eser hazırladı. "Şafii Fıkhı" 20 Mayıs`ta okuy

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.