HADİSLER

“Sizler İçin Fakirlikten Korkmuyorum...” Hadisi

Peygamber Efendimiz (s.a.v) hadisi şerifte ümmeti için neden korktuğunu söylüyor? Efendimizin (s.a.v) bizim için endişelendiği hadise nedir? Bugün hangi durumda

Cuma Suresinin 11. Ayeti Hangi Olay Üzerine İnmiştir?

Cuma suresinin 11. ayet-i kerimesi hangi hadise üzerine nazil olmuştur?

Allah Korkusuyla Akıtılan Gözyaşı Damlası ve Allah Yolunda Dökülen Kan Damlası İle İlgili Hadis

Allah (c.c) katında en sevimli olan iki damla ve iki iz nedir? Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?

Abdurrahman İbni Avf Hazretleri'nin Ağlaması İle İlgili Hadis

Aşer-i Mübeşşere'den olan Abdurrahman İbni Avf Hazretleri'ni endişelendiren, ağlatan hatta iftar yemeğini yemeyip terkettiren hadise. Dr. Murat Kaya anlatıyor.

“Ebû Bekir’e Söyleyin, Namazı Kıldırsın...” Hadisi

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hastalığı ağırlaşınca kendisine, namazı kimin kıldırmasını istediği sorulunca verdiği ve cevap ve tüm sahabeyi hüzünle

Ümmü Eymen'nin (r.a) Ağlaması İle İlgili Hadis

Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer (r.a) Ümmü Eymen'i neden ziyaret ediyor? Peygamberimizin (s.a.v) ziyaret ettiği sahabeyi ağlatan hadise...

Îsar (Diğergamlık) ile İlgili Hadisler

İsar ne demektir? İsar ile ilgili hadisler nelerdir? Efendimizin (s.a.v) misafirini ağırlayan sahabi neler yaşadı? Onlar için hangi ayet indi? Ayette neler buyr

Rızık ile İlgili Hadisler

Rızık ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.v.) rızık hakkındaki bazı hadisleri.

Delikanlının Rabbi’nin Adıyla

Kâfir bir kral ile mü’min bir gencin ibretlik kıssasını anlatan hadis-i şerifi yazımızda okuyabilirsiniz...

Abraş, Kel, Kör Kıssası

İsrâiloğulları arasında biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları sınamak istedi ve kendilerine bir melek gönderdi. İşte o

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.