Kap veya Şişeye İdrar Yapmanın Hükmü

Ayakta küçük abdest bozmak ile ilgili hadis-i şerif. Kişinin, gece vakti bir kaba idrarını yapması ile ilgili hüküm nedir?

Ayakta küçük abdest bozmak ile ilgili hadis-i şerif.

AYAKTA KÜÇÜK ABDEST BOZMAK

Huzeyfe radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir kavmin çöplüğüne gelerek ayakta idrarını yaptı sonra su istedi ve mestlerinin üstüne mesh etti. (Buharî, Kitâb’ul Vudu, b. 66, c. 1, s. 62; Müslim Kitâb’ut Tahâret, b. 22, n. 273, c. 1, s. 228; Tirmizî, Ebvâb’ut Tahâret, b. 9, N, 13, s. 19, c. 1)

Hadisin İzahı

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ufak abdest bozarken daima otururdu. Ayakta abdest bozmazdı. Bu seferde ise çömelecek temiz bir yer bulamamış olmasından veya Ebû Hureyre’den rivâyet edildiğine göre; sırtında bulunan bir ağrıdan dolayı ayak üstü abdest bozmuştur. İmâm-ı Şâfiî: Araplar arasında bel ağrısı bulunanların, ayakta idrar yaparlarsa tedavi olacağı yayılmıştı diyor. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem idrarını devamlı oturarak yaptığı halde ağrı veya başka bir zaruret dolayısı ile nadiren ayakta yaptığı da olmuştur. (Bezl’ül Mechûd c. 1, s. 63)

KİŞİNİN GECE BİR KABA İDRARINI YAPMASI

Hukeyme binti Ümeymete binti Rukayka’nın annesinden rivâyete göre: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in sedirinin altında hurma ağacından bir kap vardı. Bazı geceleri ona küçük abdest bozardı. (Neseî, Kitâb’ut Tahâret, b. 6. c. 1)

Hadisin İzahı

İdrarın bir kapta toplanması doğru değildir. Ancak hasta olanların, helâya kadar gitmeye durumu müsait olmayanların bunu yapmalarına cevaz verilebilir. Aksi halde herhangi bir zaruret olmaksızın bunu yapmak anlamsızdır. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bazı geceleri idrarını böyle bir çanakta biriktirmesi Medine’de evlerde, hususî helalar yapılmadan önceki günlere ait olsa gerektir. Veya rahatsız olup dışarıya gitme imkânı bulamadığı geceler böyle yapmış olması muhtemeldir.

Hadis metninde geçen “aydan” hurma ağacı demektir, dalları soyuk uzun hurma ağacına denir. (Bezl’ül Mechûd c. 1 s. 65)

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebu Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

TEMİZLİK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Temizlik İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.