Kanada'da Mevlâna Camisi İbadete Açıldı

Yapımı Aziz Mahmud Hüdayi Vakfının desteğiyle tamamlanan camide her gün yaklaşık 80 kişiye iftar veriliyor.

Kanada'nın Toronto kentinde Aziz Mahmud Hüdayi Vakfının desteğiyle inşa edilen Mevlana Camisi ibadete açıldı.

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı Toronto Mevlana Camisi Başkanı Ahmet Cengizhan Dereci, yaptığı açıklamada, yaşadıkları bölgede Müslümanların cami sıkıntısı çektiğini söyledi.

Bir süredir cami arayışı içinde olduklarını anlatan Dereci, "Sonunda birkaç ay önce bu binayı bulduk. Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı ile manevi gönül bağımız var. Büyüklerimiz de mortgage ve faize bulaşmadan bu binayı alma konusunda bize 600 bin dolar tutarında büyük bir destek verdi." diye konuştu.

HALI VE ÇİNİLER TÜRKİYE'DEN

Caminin halı ve çinilerinin Türkiye'den getirildiğini anlatan Dereci, şunları kaydetti:

"Ramazan öncesi kardeşlerimizle hemen işe koyulup, 'camiyi tam bitmese bile ibadete açalım' dedik. İçerideki tadilatların büyük bölümünü yapıp, camimizi Ramazan-ı Şerif'in ilk teravihine yetiştirdik. Camimizin mutfağında her gün Hüdayi aşı pişiyor ve her gün burada ortalama 70-80 kişiye iftar veriyoruz. 5 vakit namazımızı, cuma namazlarımızı kılıyoruz. İnşallah bayrama da büyük bir kahvaltı tertipleyeceğiz."

Dereci, vakfın yardımları olmasa camiyi hizmete açamayacaklarını belirterek, "Hüdayi yolu buraya kadar uzandı. Allah, emeği geçenlerden razı olsun."’ dedi.

Dereci, camide hafta sonları çocuklar için Kur'an, Türkçe ve ilmihal dersleri verdiklerini, yaz kursları da düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.

Toronto'da Mevlana Camisi dışında Türklere ait 4 cami daha bulunuyor.

Kaynak: Trt Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.