İstanbul'da Dini Hayatın Hafızası

İstanbul Müftülüğü ve TDV İstanbul Şubesi’nin ortak yayını olan Din ve Hayat Dergisi 24. sayısında “İstanbul Müftülüğü Tarihi”yle giriş yaptığı hafıza tazeleme denemesinin ikinci aşaması olarak 34. sayısında “Şer’iyye Sicilleri ve Meşîhat Arşivi”ni konu edinen sayısını yayımladı.

Şeyhülislâmlık bakiyesi olan kıymetli evrak, defter ve kitapların yer aldığı Şer’îyye Sicilleri ve Meşîhat arşivi binalarının restorasyon süreçlerinin tamamlanması ile birlikte arşive dikkat çekmek üzere hazırlanan sayı, İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz’ın Şeyhülislâmlık’tan bugüne intikal eden arşivin hususiyetine dikkat çeken yazısı ile başlıyor. Prof. Dr. Murat Akgündüz’ün “Osmanlı Devletinde Şeyhülislâmlık” başlıklı yazısında ile Şeyhülislâmlığın tarihi ile birlikte, tayinleri, vazifeleri, bunlara bağlı olarak vazife yapan görevliler konu ediliyor. Dr. Öğretim Üyesi Ayhan Işık ise Ağa Kapısı’nın 1826’dan sonra Meşîhat’e geçmesi ile birlikte binaların dinî ve hukukî anlamda bir komplekse dönüşmesini anlatıyor. Meşîhat makamının bir dairesi olan Fetvâhâne-i Âlî’yi ise Dr. Öğretim Üyesi Saliha Okur Gümrükçüoğlu’nun makalesinden okuyabileceksiniz. Arşiv Uzmanı Esra Yıldız’ın kaleme aldığı “Şer’iyye Sicilleri ve Meşîhat Arşivi Birimleri” bu sahada çalışacaklara önemli bilgiler sunmakta. “Şer’iyye Sicillerinin Mahiyet ve Muhtevaları”nı ise Doç. Dr. Ali Duman yazdı. Fulya İbanoğlu’nun, Meşîhat Arşivi’ndeki taramaları sırasında rastladığı İstanbul İmam Hatip Mektebi Yoklama Defteri (1340-1341) dosyayı zenginleştiren bir diğer yazı olarak yer aldı. Arşivde dikkat çeken Vakfiyeler, Tarik Defterleri, Mülga Beledi Kassamlığı ve Kadın Terekeleri gibi konular da dergide birer yazı konusu oldu.

İlk Müftü olarak bilinen Molla Fenari’yi Tuğba Nur Saraçoğlu; Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi’yi ise F. Hilâl Ferşatoğlu kaleme aldılar. Arşive ömrünü adamış Prof. Dr. Bilgin Aydın ve Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın ile yapılan söyleşiler ise arşivin hususiyetinin vurgulaması açısından önemli bilgiler ihtiva etmekte.

Bu sayıda ayrıca “Ağa Kapısından Şeyhülislamlığa İstanbul Müftülüğü” konulu DVD hediyesi yer almaktadır.

Din ve Hayat Dergisi yayınlanan “Şer’iyye Sicilleri ve Meşihat Arşivi” konulu 34. sayısı ile  dikkatleri bir nebze olsun köklerimize çekmeyi başarabilmek gayesindedir.

34. Sayıyı İndirmek için Tıklayınız.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.