
İsra Suresinin 99. Ayeti Ne Anlatıyor?
İsra suresinin 99. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Öldükten sonra dirilmeyi bildiren âyet; İsra suresinin 99. ayetinin Arapçası, meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
İsra suresinin 99. ayetinde şöyle buyrulur:
İsra Suresi 99. Ayet Arapça:
اَوَلَمْ يَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ قَادِرٌ عَلٰٓى اَنْ يَخْلُقَ مِثْلَهُمْ وَجَعَلَ لَهُمْ اَجَلًا لَا رَيْبَ ف۪يهِۜ فَاَبَى الظَّالِمُونَ اِلَّا كُفُورًا
İsra Suresi 99. Ayet Meali:
Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerlerini de yeniden yaratmaya kādirdir! Allah onlar için bir vade takdir etti, bunda kuşku yoktur. Ama zalimler inkârcılıktan başkasını kabullenmediler. (İsrâ, 17/99)
ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLMEK
Bilgi:
Müşrikler hayatı bu dünyadan ibaret sayıyor ve öldükten sonra dirilmeyi imkânsız görüyorlardı. “Bizler, bir kemik yığını ve un ufak olmuşken yepyeni bir yaratmayla dirilecekmişiz, öyle mi?” diye soruyorlardı (İsrâ, 17/98). Buna mukabil kendilerine sorulduğunda gökleri ve yeri Allah’ın yarattığını söylüyorlardı (Ankebut, 29/61-63). Bu ayeti kerimede müşriklerin söz konusu yaklaşımlarıyla kendi içlerinde çelişki yaşadıklarına işaret edilmektedir. Zira bir şeyi tekrar etmek ve benzerini yapmak, onu ilk defa yapmaktan daha kolaydır.
Mesaj:
Gökleri, yeri, bütün kâinatı ve insanı yoktan yaratan Allah, öldükten sonra insanı tekrar diriltmeye de kâdirdir/gücü yeter.
Kelime Dağarcığı:
Kâdir: Güçlü, kuvvetli, istediğini istediği gibi yapabilen, âciz olmayan.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
İsra Suresi 99. Ayet Tefsiri:
- Peki onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, kıyâmet gününde kendilerini aynı şekilde yeniden yaratabilecek güce sahip olduğunu ve onlar için geleceğinde şüphe olmayan bir ecel belirlediğini görmüyorlar mı? Ama zâlimler, yine de inkârlarında diretmektedirler.
Gökler ve yer gibi muazzam, büyük ve muhteşem varlıkları yaratan Allah şüphesiz ki insanları öldükten sonra yeniden diriltmeye kadirdir. Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:
“Göklerin ve yerin yaratılması elbette insanların yaratılmasından daha büyük bir iştir; fakat insanların çoğu bunu bilmez.” (Mü’min 40/57)
“Ey haşri inkâr edenler! Sizi yeniden yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? İşte bakın! Onu Allah nasıl da binâ etti. Tavanını yükseltti ve onu mükemmel bir sistem halinde nizama koydu. Gecesini kararttı, gündüzünü aydınlık yaptı. Bundan sonra da yeri döşeyip yaydı.” (Nâzi’ât 79/27-30)
“Sizin yaratılmanız da, tekrar diriltilmeniz de tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir. Gerçekten Allah, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle görendir.” (Lokmân 31/28)
İster büyük ister küçük olsun, bize göre ister zor ister kolay olsun bunları yaratmada Allah Teâlâ için bir zorluk yoktur. Sadece “Ol!” buyurması yeterlidir. O, herkes için kesin bir ecel tâyin etmiştir. Dolayısıyla eceli gelen herkes ölecektir. Yine O, yeniden diriliş için de muayyen bir vakit belirlemiştir. O vakit gelince de herkesi yeniden diriltilecektir. Hiçbir güç buna engel olamayacaktır. Fakat zulme gömülmüş kirli ruhların ve katran gibi paslara bürünmüş hastalıklı kalplerin bu gerçeği sezmeleri mümkün olmadığından, böyle perişan halde olan zâlimler, inat merkepler gibi, inkârda ayak diretip durmaktadırlar. Bu, İslâmî bir terbiye ve tezkiye görmemiş, imanın kalpleri yoğurucu rahmetinden mahrum kalmış ham ruhlu insanın son derece cimri, pinti, nankör ve inkarcı yapısından kaynaklanmaktadır.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR