
İsrâ Suresi 46. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
İsrâ Suresi 46. ayeti ne anlatıyor? İsrâ Suresi 46. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
İsrâ Suresi 46. Ayetinin Arapçası:
وَجَعَلْنَا عَلٰى قُلُوبِهِمْ اَكِنَّةً اَنْ يَفْقَهُوهُ وَف۪ٓي اٰذَانِهِمْ وَقْرًاۜ وَاِذَا ذَكَرْتَ رَبَّكَ فِي الْقُرْاٰنِ وَحْدَهُ وَلَّوْا عَلٰٓى اَدْبَارِهِمْ نُفُورًا
İsrâ Suresi 46. Ayetinin Meali (Anlamı):
Ayrıca kalplerinin üzerine Kur’an’ı anlamalarına mâni kılıflar geçirir, kulaklarına da bir tıkaç koyarız. Bu yüzden, sen Kur’an’da Rabbinin tek ilâh olduğunu yâdettiğin zaman onlar nefretle arkalarını dönüp giderler.
İsrâ Suresi 46. Ayetinin Tefsiri:
Kur’ân-ı
Kerîm davetini âhirete iman kaidesi üzerine bina eder. Bu bakımdan ancak
âhirete iman edenler Kur’an’a inanır, onun âyetlerine kulak verir ve davetine
icâbet ederler. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“İşte bu Kur’an, kendinden önceki kitapları doğrulayan, şehirlerin
anası olan Mekke halkını ve çevresinde bulunan herkesi uyarman için
indirdiğimiz feyiz ve bereket kaynağı bir kitaptır. Âhirete inananlar ona da
inanırlar ve onlar namazlarını vaktinde dosdoğru kılmaya devam ederler.” (En‘âm 6/92)
Âhirete
iman etmeyenlere gelince, onların kalpleri, bu imansızlığın tabii bir neticesi
olarak Kur’an’ın davetine karşı katılaşır, onların üzerinde tortular, perdeler,
kılıflar oluşur; kulakları da dinî gerçeklere karşı sağırlaşır. Böyle kimseler,
Kur’an’ın davetine hiçbir zaman değer vermezler, onu anlamazlar; sadece
gözleriyle gördükleri, elleriyle tuttukları dünya zevklerinin peşinden koşarlar.
Aslında bu onların kendi tercihleridir. Nitekim Fussılet sûresinde onların bu
durumu kendi dillerinden şöyle haber verilir:
“Müşrikler şöyle diyorlar: “Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz
kapalıdır. Kulaklarımızda ağırlık, seninle aramızda da perde vardır. Artık ne
yapacaksan yap; biz de bildiğimizi yapacağız.»” (Fussılet
41/5)
Halbuki
bu durum bir fazilet değil, âhirete iman etmedikleri için başlarına gelen büyük
bir musibettir. Onlar putperest olduklarından Kur’an’ın getirmiş olduğu tevhid inancını
reddederler; bu yönde bir telkin aldıklarında sırtlarını çevirir, nefretle
döner giderler. Onların bu hali bir diğer âyet-i kerîmede şöyle bildirilir:
“Ne zaman Allah eşi ortağı olmayan bir tek ilâh olarak anılsa,
âhirete inanmayanların kalplerindeki nefret ve daralma yüzlerine vurur. Fakat
Allah’ın dışında taptıkları şeyler anıldığında ise hemen yüzleri güler,
neşelenirler.” (Zümer 39/45)
Allah’ın
zikrine karşı böylesine olumsuz bir tavır sergileyen müşriklerin, O’nun
mesajını taşıyn Peygamber’e olumlu davranmaları elbette düşünülemez:
İsrâ Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
İsrâ Suresi 46. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR