
İsrâ Suresi 105. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
İsrâ Suresi 105. ayeti ne anlatıyor? İsrâ Suresi 105. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
İsrâ Suresi 105. Ayetinin Arapçası:
وَبِالْحَقِّ اَنْزَلْنَاهُ وَبِالْحَقِّ نَزَلَۜ وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا مُبَشِّرًا وَنَذ۪يرًاۢ
İsrâ Suresi 105. Ayetinin Meali (Anlamı):
Biz Kur’an’ı kendisine en küçük bir şüphe karışmayacak bir yolla indirdik ve o da gerçekleri bildirmek üzere indi. Rasûlüm! Seni de ancak bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
İsrâ Suresi 105. Ayetinin Tefsiri:
Kur’ân-ı
Kerîm’in Allah kelâmı olduğunda şüphe yoktur. Geldiği yol en doğru ve en
emniyetli bir yoldur. Onu getiren Rûhu’l-Emîn, en güvenilir Rûh Cibrîl (a.s.)’dır.
Kur’an’ı getirdiği kişi Muhammedü’l-Emîn (s.a.s.), en güvenilir insandır.
Getirdiği bilgilerin doğruluğunda da asla şüphe yoktur. Ondaki bilgiler ebedî
olarak doğru kalacak, hiçbir şey onun doğruluğunu değiştiremeyecektir. Âyet-i kerîmede
şöyle buyrulur: “Kur’ân’a ne önünden ne de arkasından, hiçbir yönden bir
noksanlık, bir yanlışlık aslâ sızamaz. O, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam
olan, her türlü övgüye lâyık olan Allah tarafından indirilmiştir.” (Fussılet
41/42) Kur’an, hakkı hâkim kılmak için gelmiştir. Haber verdiği her şey, haber
verdiği şekilde gerçekleşecektir. Peygamber (s.a.s.)’in vazifesi ise insanları
Kur’an’la müjdelemek ve yine onları Kur’an’la uyarmaktır.
Kur’ân-ı
Kerîm, dağları darmadağın edecek, yeryüzünü bölüp parçalara ayıracak, ölüleri
diriltecek ağırlıkta ağır bir söz, muazzam bir ilâhî kelâmdır. (bk. Haşr 59/21;
Ra‘d 13/31; Müzzemmil 73/6) Eğer Allah Teâlâ onu bir defada indirseydi, ne
gökler, ne yerler, ne dağlar, ne de hiçbir beşer onu taşımaya tahammül
gösterebilirdi; ağırlığıyla hepsini parçalayıp darmadağın, un ufak ederdi. Bu
sebeple ilâhî rahmetinin bir tecellisi olarak Rabbimiz onu Resûlullah (s.a.s.)
Efendimiz’in mübârek kalbine, her defasında o temiz kalbin alıp tahammül
edebileceği miktarda ve gelişen İslâmî hayatın ihtiyâcına göre yirmi üç yıl boyunca
parça parça, bölüm bölüm indirmiştir. Efendimiz (s.a.s.) de kendine vahyedilen
bu âyetleri, emredildiği üzere dura dura, sindire sindire, ağır ağır insanlara
okumuş, mânasını öğretmiş ve her türlü ahkâmını onlara sırasıyla tatbik
ettirmiştir. Peygamberimiz (s.a.s.)’den sonra da İslâm toplumlarında bu usul
tatbik edilegelmiştir. Bundan böyle de Kur’ân-ı Kerîm’in tâlim ve terbiyesi
aynı usulle devam ettirilecektir. Ancak Resûlullah (s.a.s.) döneminden bu güne
kadarki süreçte görüldüğü üzere bu günden sonra da Kur’an’a inananlar olacağı
gibi inanmayanlar da olacaktır. Şu kadar var ki inananların elde edecekleri
maddî-manevî kazanç elbetteki muhteşem olacaktır:
İsrâ Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
İsrâ Suresi 105. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR