İslam’da İpekli Elbise Giymek, Altın ve Gümüş Takmak Caiz mi?

Altın, gümüş ve ipekli giysi kullanımı için bir sınırlama var mıdır? İslam’a göre erkek ve kadınların ipekli elbise giymesi, altın ve gümüş takması caiz midir?

İnsanın tarih boyunca altın, gümüş, ipek, inci gibi değerli maden ve eşyaya düşkünlüğü bilindiği için Kur’an’da Cennet hayatının tasvirinde bu öğelere sıklıkla yer verilir.[1] Hz. Peygamber’in hadislerinde her devrin yaygın süs eşyası olan altın, gümüş ve ipekli elbise giyme ile ilgili bazı sınırlamalar getirilmiştir. Kadınların yaratılıştan süslenmeye olan ihtiyaç ve eğilimlerinin fazla olması yüzünden onlara bu konuda daha toleranslı davranılmıştır. Kadınların israf ve gösterişe kaçmamaları, bunları cinsel tahrik aracı yapmamaları kaydıyla, altın ve gümüşü süs eşyası olarak kullanabilecekleri, ipekli giysiler giyebilecekleri belirtilmiştir. Ancak bunların mutfak eşyası olarak kullanımına sınırlama getirilmiştir. Bu üç maddenin erkekler tarafından kullanılması ise kural olarak yasaklanmıştır.

İPEK, ALTIN VE GÜMÜŞ İLE İLE İLGİLİ HADİSLER

Konuyla ilgili sınırlama bildiren hadislerden bazıları şunlardır: “Altın ve ipek ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helâldir.” [2] Altın ve gümüş kaplardan bir şey içmeyiniz ve bu ikisinden yapılan tabaklarda bir şey yemeyiniz. Çünkü bu tabaklar dünyada müşrikler için, âhirette ise sizin içindir.” [3] “Hz. Peygamber altın yüzük kullanmayı yasakladı.” [4] Hz. Peygamber önceleri altın yüzük takıyordu. İnsanların da altın yüzük edindiklerini görünce altın yüzüğü atmış ve bunu artık hiç takmayacağını söylemişti. İnsanlar da bunun üzerine yüzüklerini çıkarıp atmışlardı.[5] Allah’ın Rasûlü bundan sonra gümüş yüzük edinmiştir.[6]

PEYGAMBERİMİZİN YASAKLADIĞI ŞEYLER

Berâ İbn Âzib (r.a) şöyle demiştir: “Hz. Peygamber bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize altın yüzük kullanmayı, gümüş kaptan içmeyi, eyerlerin üzerine konan ipek örtü (meyâsir) kullanmayı, ipekle nakışlanmış kumaş (kassî) kullanmayı, ipek (harîr), kalın ipekli kumaş (istebrak) ve erişi ve argacı (çözgü ve atkısı) ipek olan kumaş (dîbâc) giyinmeyi yasakladı.” [7]

Bu üç maddenin ve benzeri süs eşyasının üretilmesi ve ticaretinin yapılması ise caiz görülmüştür.[8] Çünkü bunların kullanıldığı meşru alanlar bulunduğu gibi, savaş şartları içinde veya sağlık nedenleriyle ipekli giyme erkekler için de caiz görülmüştür.[9] Çoğunluk fakihler, ipekli kumaşın yalnız giysi için değil yorgan, döşek, minder, halı gibi eşya hakkında da erkekler için giyinme hükmünde olduğunu söylemişlerdir. Ancak Ebû Hanîfe ve bazı Mâlikî fakihlere göre, hadislerdeki yasaklama yalnız giyim eşyası ile sınırlı olup, ipekli kumaşın giyim dışı kullanımı caizdir.

Dipnotlar:

[1] bk. Kehf, 18/31; Hac, 22/23; Fâtır, 35/33; İnsan, 76/12, 31. [2] Buhârî, Libâs, 30; Ebû Dâvud, Hâtem, 3; Tirmizî, Libâs, 1. [3] Müslim, Libâs, 1. [4] Buhârî, Libâs, 45. [5] Buhârî, Libâs, 46. [6] Buhârî, Libâs, 45. [7] Buhârî, Libâs, 45; Müslim, Libâs, 1. [8] Buhârî, Libâs, 25. 30. [9] Buhârî, Libâs, 29.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İSLAM’DA HELAL VE HARAMLAR

İslam’da Helal ve Haramlar

ALTIN ERKEKLERE NEDEN HARAMDIR?

Altın Erkeklere Neden Haramdır?

İPEK GİYMEK ERKEĞE NEDEN HARAMDIR?

İpek Giymek Erkeğe Neden Haramdır?

ALTIN VE GÜMÜŞ KAP (EŞYA) KULLANMAK CAİZ Mİ?

Altın ve Gümüş Kap (Eşya) Kullanmak Caiz mi?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.