Hz. Abbas (r.a.) Kimdir?

 Resûlü-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz amcası Abbas'ı çok severdi. Aralarında üç yaş fark vardı. Çocuklukları beraber geçti. Mekke'de onunla birlikte büyüdü. Aynı yaştan iki çocuk ve aynı soydan iki genç olarak yetiştiler. Bu yüzden Sevgili Peygamberimiz, Abbas'a karşı "İnsanın amcası babası gibidir." buyurarak ona hürmet eder saygı gösterirdi.

Abbas (r.a.) gençlik yıllarından itibaren ticaretle uğraştı ve çok zengin oldu. Kabe'nin tamiratı, hacılara su dağıtma (sikâye) ve ziyafet verme (rifâde) vazifelerini yerine getirdi. Fahr-i Kainat (s.a.) Efendimizi müşriklere karşı himaye etti. Henüz Müslüman olmamıştı. Fakat Resûlullah (s.a.)'in İslâm'ı anlatmasına yardımcı oldu. Daima ona arka çıktı. Akabe biatında bulundu. Medinelilere şöyle seslendi:

"Ey Medineliler! Bu kardeşimin oğludur. İnsanlar içinde en çok sevdiğim O' dur. Eğer onu tasdik edip Allah'tan getirdiklerine inanıyor ve beraberinizde alıp götürmek istiyorsanız, beni tatmin edecek sağlam bir söz vermeniz lazım. Bildiğiniz gibi biz onu müşriklere karşı koruduk. O bizim aramızda izzet ve şerefiyle yaşadı. Buna rağmen o sizi tercih etti. Eğer siz onu düşmanlarından koruyabilecekseniz ne ala? Yok onu yalnız bırakacaksanız şimdiden bu işten vazgeçin.." dedi.

AKABE BİATI'NDA VERİLEN SÖZ

Bu bir amcalık duygusuydu. Onun güvenliği için Medinelilerden emin olmak istiyordu. Bunun üzerine Medineli Müslümanlar: "Biz Resûlullah'ı malımız, canımız pahasına koruyacağız. Biz bu sözümüzde sâdıkız." diyerek söz verdiler ve öylece biat ettiler.

Bedir Savaşı'nda müşriklerin safında yer almak zorunda kalan Abbas bu savaşta esir düştü. Amcasının esirler arasında geceyi geçirmesi sevgili Peygamberimize ağır geldi. O gece uyuyamadı. Niçin uyuyamadığı sorulduğunda: "İplerle bağlı Abbas'ın iniltisini duydum..."buyurdu. Bu sözü duyan sahabiden biri koştu Abbas'ın ipini çözdü. Henüz esirler hakkında bir hüküm inmemişti. Ashabıyla istişareden sonra fidye karşılığı esirlerin salıverilmesine karar verildi. Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimiz amcası Abbas'a: "Kendin için, kardeşinin oğlu Ukayl ve Nevfel için fidye ödeyiniz." buyurdu. O da: "Ganimet olarak aldığınız dirhemden başka servetim yok." dedi. Resûlullah (s.a.): "Ya o altınlar! Mekke'den çıkacağın gün hanımına verdiğin altınlar!.. Şayet dönemezsem şu kadarı senin, şu Fadl'ın, Abdullah, Ubeydullah ve Kusem'in diye ayırdığın altınlar!.." buyurdu. Abbas hayretler içerisinde: "Yemin ederim ki, bu altınları verirken yanımda kimse yoktu. Nereden biliyorsun?" dedi. Rasûlullah (s.a.) da: "Allah Teâla haber verdi." buyurunca iman nuru gönlünü kapladı ve İslâm'la şereflenerek Mekke'ye döndü.

EN SON HİCRET EDEN SAHABİ

Sevgili Peygamberimiz onu Mekke'de vazifelendirdi. Oradan haberler ulaştıracak ve oradaki Müslümanlara yardımcı olacaktı. O, Kureyş'in ileri gelenlerindendi. Nüfuzunu, hatırını kullanacaktı. Bir müddet sonra Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimize bir mektup yazdı. Yanına gelmek istediğini bildirdi. Efendimiz de: "Senin, bulunduğun yerdeki cihadın daha güzel ve faydalıdır." diye cevap verdi. Mekke fethinden önce Medine'ye hicret etti. "Fetihten sonra hicret yoktur." hadisine göre en son hicret eden sahabi oldu. Mekke fethi günü Resûlullah (s.a.)'in yanında bulundu. Mekke'nin kan dökülmeden fethedilmesi için çok çalıştı. Fetih öncesi ve fetih sonrası üstün gayretleriyle buna muvaffak oldu.

Abbas (r.a.) iri cüsseli, gür sesli idi. Huneyn gazasında bozguna uğrayan ashabı o gür sesiyle toparladı. Sevgili Peygamberimizin ona: "Ey Abbas! Sen onlara: Ey Ensar topluluğu, ey biat edenler!.." diyerek seslen buyurdu. O da gür sesiyle dağılan insanlara seslendi. Kısa zamanda ashap yeniden toparlandı ve şiddetli çarpışmalar oldu. Düşman askerlerinin çoğu öldürüldü. Bir kısmı da esir alındı.

Abbas (r.a.) herkes tarafından sevilir, sayılır ve hürmet edilirdi. Hz. Ömer, Osman (r.a.) hepsi o gelince ayağa kalkarlardı. Hz. Ömer (r.a.) Mescid-i Nebevî'yi genişletmek istedi. Abbas (r.a.)'a evini satın almak istediğini söyledi. Abbas (r.a.) da evini bağışladı. Çok cömertti. Köle azâd ederdi. Yakın akrabalarının ihtiyaçlarını giderirdi. Bizans'a karşı yapılacak seferlerde İslâm ordusunun techizi için çok yardım etti. Ashap onunla teberrük ederdi.

HZ. ÖMER'İN YAĞMUR DUASI

Hz. Ömer (r.a.) devrinde kuraklık olmuştu. Yağmur duasına çıkıldı. Hz. Ömer Abbas'ın sağ elini tutup şöyle yalvardı: "Allah'ım! Peygamberin aramızdayken onu vesile kılıyorduk... Allah'ım! Bugün Peygamberinin amcasını vesile kılıyoruz. Yağmur istiyoruz. Bize rahmetini esirgeme..."

Bu yakarış daha henüz bitmişti. Bardaktan boşanırcasına onlara rahmet gelmişti. Ashab-ı kiram, Abbas (r.a.)'ı kucaklayıp "Tebrikler ey Harameyn'in Sâkisi..." diyerek sevgi gösterisinde bulundu.

Hz. Osman (r.a.) zamanında Medine-i Münevvere'de vefat eden Abbas (r.a.) 88 yaşlarında idi, Cenazesini Hz. Osman (r.a.) kıldırdı. Bakî kabristanına defnedildi. Cenab-ı Hak'tan şefaatlerini niyaz ederiz.

Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, 1994 - Aralık, Sayı: 106, Sayfa: 026

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.