Huzem'le Türkiye Hadis Birincisi Oldu

Hüdayi Uzaktan Eğitim Merkezi’nin [HUZEM] en genç öğrencisi Mustafa Kağan Göksu, yaşıtlarına örnek olacak davranışlara sahip bir öğrenci. Okul derslerindeki başarılarını dini eğitimde kendi kendisini geliştirerek devam ettiriyor. Son olarak katıldığı Ufka Yolculuk Hadis yarışmasında tüm soruları doğru bilerek Türkiye birincisi oldu. Kendisiyle HUZEM’i ve dini eğitimi hakkında konuştuk.

Röportaj: Abdullah Güner

Hüdayi Uzaktan Eğitim Merkezi’nin (HUZEM) en genç öğrencisi 9 yaşındaki Mustafa Kağan Göksu, Ufka Yolculuk Hadis yarışmasında tüm soruları doğru bilerek 150 bin kişi arasında Türkiye birincisi oldu.

Mustafa Kağan, özel okul bursluluk sınavında da derece yaptı fakat namaz kılınacak mekânı olmadığı için 22 bin liralık hakkından kendi isteğiyle feragat etti.

Annesi HUZEM öğrencisi olan Mustafa; okumayı çok seviyor, araştırıyor, kendi kendine öğreniyor. Uzaktan eğitim yoluyla annesinin aldığı eğitime kendi isteğiyle katılarak HUZEM öğrencisi oluyor.

Hem hoca hem doktor olmak isteyen Mustafa Kağan Göksu ile hem HUZEM’i hem de dini eğitimi hakkında konuştuk.

mustafa_kagan

Öncelikle seni tanıyabilir miyiz?

Adım, Mustafa Kağan Göksu. Ankara da yaşıyorum. 2007 doğumluyum. İlkokul 3. sınıfa gidiyorum. İki kardeşiz ve üçüncü kardeşimiz geliyor inşallah. Onu bekliyoruz. Okumayı gerçekten gerekli şeyleri okumayı ve tabi ki kitapları çok seviyorum.

HUZEM'le nasıl tanıştın? 

Annem HUZEM’in öğrencisi. Ben de onunla çeşitli zamanlarda dersleri izleyerek tanıştım.

9 yaşında olmana rağmen HUZEM'de İslami ilimler eğitimi alıyorsun. Dersler sana ağır gelmiyor mu?

Dersler bana ağır gelmiyor. Evet, arada bilmediğim cümlelerle karşılaşıyorum ama bilmediklerimi sorup öğreniyorum.

HUZEM’de neler öğrendin ve en çok hangi eğitimler hoşuna gitti?

Bunun cevabı oldukça uzun. Kısa sürede çok fazla şey öğrendim. Tefsir, hadis, ilmihal, tasavvuf, siyer, akaid tüm dersler hakkında genel bir bilgi sahibi oldum. Kaynaklar ve notlardan okuyarak öğrendiklerimi kalıcı hale getirmeye çabalıyorum. Daha öncesinde okumuş olduğum kitaplar ile dinlediğim sohbetlerle derslerde öğrendiklerim birleşti.

İlim öğrenmenin yaşla ilgili olmadığını düşünüyorum. En çok akaid dersini sevdim. Ebubekir Sifil hocayı daha önceden de takip ediyordum. İslam'a karşı yapılan güncel saldırıları anlattığı için derse daha fazla ilgim arttı. Kur’ân-ı Kerim’i şimdiki zamana göre değiştirmek istemeleri, hadislere yapılan saldırılar gibi konularda bizi uyarıyor. Ben de bunları düzeltmek için çalışmak istiyorum. Kur’ân-ı Kerim’imizde hadislerimizde sahipsiz değildir. Ayrıca yaşıma göre garip gelmesin ama oryantalistler hakkında da bilgi sahibiyim.

“Ufka Yolculuk” hadis yarışmasında Türkiye derecesi aldın. Neler hissediyorsun?

Mutluyum. Sonucu öğrenince ağladım ve şükür secdesi yaptım. Ama asıl mutluluğum hadisleri öğrenmek oldu.

burs Mustafa Kağan'ın 22 bin liralık bursu kazandığı sınav ve hadis yarışması sonucu

Dini eğitimle alakalı çocuklara yönelik nelerin yapılmasını istersin?

Dini eğitimle alakalı çok fazla eksik var. Camiler ve Kur’ân Kursları bu eksiği tamamlamıyor bence. Evet, Kur’ân’ı okumayı öğreniyoruz ama hayatımıza geçiremiyoruz. Yazın camideki kurstan kaçmak zorunda kaldım. Çünkü çok güzel mustafa_kagan2
Kur’ân okuyan çocuklar kötü kötü konuşabiliyorlar. Bu da büyük bir sorun demek. Çocuklara normal eğitimin

yanında bir meslek gibi değil ama İslam'ı anlatan dersler de verilmeli. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünnetine uygun bir eğitim programı olmalı. Din bilgisi gibi değil gerçek hayat gibi. Sınıf geçmek için değil sırat geçmek için olmalı. Yaşımıza uygun HUZEM gibi eğitimler olabilir.

Ayrıca başka bir isteğim daha var: Rahat namaz kılabilme imkânı. Kışın öğle namazı için okul yakınındaki kırtasiyeye gitmek ve yazında cuma namazı için okula hiç gidememek beni üzüyor. Namaz için her fedakârlığa değer elbette. Söylemek istediğim namaz kılma imkânı okullarda kısıtlı olmamalı. Bu gibi temel ihtiyaçların da karşılanması gerekli. Yapılması gerekenler özellikle çocuklar için çok fazla ama sanırım bu kısmı pek önemsemiyorlar.

Hedefinde ne var? Neler yapmak istiyorsun bu hayatta?

İlim öğrenmek ve öğrendiğimle amel etmek istiyorum. Hem hoca hem doktor olmak istiyorum. İnsanları maddi ve manevi hastalıklardan kurtarmanın bir yolu olduğunu düşünüyorum. İmkânsız değil bence.

Son olarak HUZEM’de verilen eğitim hakkında neler söylemek istersin?

HUZEM çok güzel bir eğitim programı. İnsanların bu eğitimi ilerleyen yaşlarda değil çok erken yaşlarda almaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu bilgiler bizim yol göstericilerimiz, hayat kılavuzumuz. Beni HUZEM’e aldıkları için teşekkür ediyorum. Derslerimde başarılı olmak için çok çalışıyorum.

HUZEM hakkında ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

huzem

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • ALLAHÜ TEALA BÖYLE TEMİZ,NEZİH,ÜSTÜN AHLAK VE ZEKA SAHİPLERİNİN SAYISINI ARTIRSIN BİZİM EVLATLARIMIZA DA NASİP EYLESİN.

    Allah'cc razı olsun bu çocuğumuzu yetiştiren anne babadan ne mulu Çok duyğulandım. Rabbim bizede nasip etsin inşallah yavrumuza gelince . Rabbim hedef lerine ulaşmayı nasil etsin. Şeytanın şerrinden nefsinin şerrinden ve būtūn kötūlūklerden muhafaza etsin inşallah maşallah barikallah aferin. Annesini ve babasınıda tebrik ederin

    Rabbim senin yolunu açık etsin.

    MasaAllah barekalAllah Rabbim devamini nasip eylesin.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.