Her Şartta İsrail’i Boykot

İsrail’e karşı boykotu savunan “Boykot, Tecrit, Yaptırım” hareketi üyesi İsrailli Verdi, “Uluslararası toplum, İsrail’i askeri ve ekonomik olarak desteklemekten vazgeçmeli" dedi.

İsrail’e karşı boykot uygulanmasını savunan “Boykot, Tecrit, Yaptırım” (BDS) hareketi üyesi İsrailli Seher Verdi, “Filistin-İsrail sorununu çözülebilmesi için uluslararası toplum İsrail’i askeri ve ekonomik olarak desteklemekten vazgeçmeli” dedi.

İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını “soykırım” olarak niteleyen, BDS hareketi üyesi İsrailliler, Filistin sorununa adil bir çözüm bulunmasının yolunun İsrail’e boykot uygulanmasından geçtiğine dikkati çekiyor.

İSRAİL’İ BOYKOT ET!

Tek devletli mi yoksa çok devletli mi bir çözüm olacağı konusunun ikincil öneme sahip olduğunu belirten Verdi, “Tüm insanlar eşit haklara sahip olmalıdır. Asıl önemli olan hangi formülle çözüme ulaşılabileceğinden ziyade, herkese eşit haklar sunabilecek olmasıdır. Siyonist hareket Filistin’e, bir ulus devlet inşa etmek için geldi. Ulus devlet inşa etmek için kendinizden başkalarını dışlamanız gerekir. İşte bu dışlama İsrail-Filistin sorununun temelini oluşturuyor” dedi.

Verdi, Filistinlilere eşit haklar tanıması için dünyanın İsrail’e baskı yapması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Biz BDS üyeleri olarak uluslararası topluma İsrail’i boykot etmesi çağrısında bulunuyoruz. Bu sayede İsrail’in, Filistin topraklarında işlediği insan hakları ihlallerinden dolayı sorumlu tutularak hesap vermesi sağlanabilir. Filistin-İsrail çatışması dini bir sorun değil. Siyonistlerin gelmesiyle oluşan ulusal bir sorundur. Yahudi ve Müslümanların bu topraklarda bir arada var olması hiçbir zaman sorun olmadı. Ben El Halil asıllı Arapça konuşan Yahudi bir aileden geliyorum. Siyonist hareketle birlikte bu milliyetçi çatışma ortaya çıkana kadar El Halil’de sorunsuz bir şekilde yaşıyorduk. Batı Şeria’nın en kalabalık şehrinde Müslümanlar, Yahudiler ve Hıristiyanlar yüzyıllar boyunca bir arada yaşadılar.”

Siyonist harekete tepki olarak Filistin hareketinin de daha fazla milliyetçi bir karaktere büründüğünü vurgulayan Verdi, eşit haklar temelinde bir çözümün bulunması çağrısında bulundu.

“İSRAİLLİLER DAHA FAZLA FİLİSTİNLİYİ ÖLDÜRMEK İSTİYOR”

BDS hareketinin bir başka İsrailli üyesi olan Elifelet Sara, “İsrail toplumu daha fazla Filistinlinin öldürülmesini istiyor. Bunu söylediğim için üzgünüm ama böyle hissediyorum. İsraillilerin meydanlarda attıkları sloganlara bakınca bunu görüyorum. Bu durumun ne zaman değişeceğini söyleyebilmek için bir psikolog olmak gerekir” dedi.

Gazze’ye düzenlenen son İsrail saldırılarının, uluslararası toplumun konuya yaklaşımında bir dönüm noktası olacağına inandığını belirten  Elifelet, Gazze’den dünyaya yansıyan felaket görüntülerinin uluslararası toplumu şoke edeceğini umduğunu ve bunun İsrail’in daha fazla eleştirilmesi anlamına geleceğini söyledi.

Siyonizm karşıtı tutumundan dolayı ailesinin kendisiyle iletişimi kestiğini belirten Elifelet, “Bizim bu çabalarımız hiçbir şeyi değiştiremeyecek olsa bile mücadeleyi bırakmamalıyız. Çünkü bu bizim için bir insanlık görevi. Bununla birlikte boykot hareketinin Güney Afrika’dakı ırkçı rejimi değiştirdiğini biliyoruz.İsrail için de aynı durumun geçerli olmasını ümit ediyorum” diye konuştu.

İNSANLAR SOKAĞA ÇIKIP İSRAİL’E KARŞI TALEPTE BULUNMALI

BDS hareketi üyesi grubu üyesi Ofer Neiman ise “İsrail son Gazze saldırısında, geçmiştekinden daha az uluslararası desteğe sahipti” dedi. İsrail’in Batı’daki sıradan vatandaşlar ve genç Yahudiler arasındaki desteğini kaybetmeye başladığını söyleyen Neiman, şöyle devam etti:

“Milyonlarca insan dünyanın farklı ülkelerinde sokağa çıkarak İsrail’in Gazze’deki katliamlarını protesto etti. Bunların arasında Amerika  ve Avrupa’dan da birçok ülke vardı. Halklar, bu durumu hükümetler nezdinde eyleme geçirmek için politikacılar üzerindeki nüfuzlarını kullanmalı.”

Şimdiye kadar Batılı hükümetlerin İsrail’in, Filistinlilere karşı işlediği suçları desteklediğini hatırlatan Neiman, şimdi insanların sokağa çıkıp İsrail’e karşı politika değişikliği talebinde bulunarak bu durumu değiştirebilme imkanına sahip olduklarını belirtti.

BDS HAREKETİ FİLİSTİNLİLERİN HAREKETİ

Boykot, Tecrit, Yaptırım (BDS) Hareketi, İsrail'in Filistin topraklarında uyguladığı "tahakküm, ambargo ve hukuksuz yaptırımlarına" karşı durabilmek için 2005'de kuruldu. Filistin mücadelesinde etkin rol oynamak için küresel bir ağ oluşturan hareketin içerisinde İsrailli Yahudiler de yer alıyor.

BDS Hareketinin belirlediği somut hedefler arasında, "Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze'deki İsrail işgalinin son bulması, Batı Şeria'da inşa edilen ayrım duvarının kaldırılması, İsrail vatandaşı Yahudiler ve Filistinliler arasında yasal eşitliğin sağlanması, Filistinli mültecilerin dönüş haklarının korunması yer alıyor.

İsrail, yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze'ye, 7 Temmuz'da havadan ve denizden, 17 Temmuz'da ise karadan saldırıya geçmişti. Daha sonra orduyu karadan geri çekerek hava saldırılarına devam eden İsrail, Mısır'ın ara buluculuğunda yürütülen görüşmelerle 26 Ağustos'ta Filistinli gruplarla varılan ateşkesin ardından saldırılarına son vermişti.

Ayrıntılı Bilgi: www.bdshareketi.net

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.