Her Cuma Sonrası "kardeşlik Kucaklaşması"

Mersin’in Toroslar ilçesinde camilerde her Cuma özel bir an yaşanıyor.

Cuma namazı öncesinde cemaat, “Müslümanlar kardeştir” düsturuyla yanındaki kardeşiyle kucaklaşıyor. İlçe Vaizi Yasin Güngör bu uygulamayı her Cuma vaaz verdiği farklı camilerde gerçekleştiriyor. Önce kısa bir şaşkınlık yaşayan cemaat, kucaklaşmaya katılarak o fotoğrafın taşıdığı birlik mesajına tam destek veriyor. Kardeşlik ve birlik ruhunu sadece söylemle değil bizzat dokunarak yaşatmış oluyor. İlçede gelenek haline gelmeye başlayan uygulamanın mimarı İlçe Vaizi Yasin Güngör.  Yasin Güngör, bu uygulamayı her hafta İlçenin farklı camilerinde verdiği vaazın ardından gerçekleştirmeyi ihmal etmiyor.

Yasin Güngör yaptığı açıklamada:  “Birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek, kardeşliğimizi perçinlemek amacıyla Cuma Vaazlarımın sonunda çok anlamlı bir uygulama yapıyorum. Öncesinde Efendimiz (as)’ın güzide arkadaşlarından Bilal-i Habeşi ile Ebu Zerr Ğıfari hazretleri arasında geçen bir hadiseyi anlatıyorum sonra ayağa kaldırıyorum ‘haydi bakalım şimdi herkes sağında solundaki kardeşi ile kucaklaşsın seni Allah rızası için çok seviyorum’ desin diyorum. Çok anlamlı bir manzara oluşuyor” dedi.

Cami cemaatinden Gözyaşı Dökenler Oluyor Vaiz Güngör; “Herkes birbiri ile kucaklaşırken ben de kürsüden "Rabbim birliğimizi dirliğimizi daim eylesin. Kardeşliğimizi baki eylesin. Bizleri tıpkı Sahabe efendilerimiz gibi Kardeş eylesin. Ezanlarımızı susturtmasın, Bayrağımızı indirtmesin. Bize birbirimize kenetlenmemizi lütfeylesin. Aramıza tefrika sokmaya çalışanlara fırsat vermesin." diye dua ediyorum. İnanın cemaatten gözyaşı dökenlerin olduğunu görüyorum.” şeklinde konuştu. Diyanet Haber

Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.