Hayır Ehli, Hizmet Eri, Gönül Dostu: Hacı Muammer Dikicier

Hacı Muammer Dikicier Ağabey’e rahmet ve dua ile… Hacı Muammer Dikicier Ağabey’e rahmet ve dua ile…

Bugün 05.03.2022/2 Şaban 1443. Saat 21.30, bir vefat haberi geldi: “Muhterem Muammer Dikicier Ağabey Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Cenaze namazı 6 Mart Pazar günü ikindi namazını müteakip Hacı Bayram Camii’nde kılınacak olup Bağlum mezarlığına defnedilecektir. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabrı cemîl niyâz ederiz.”

Muammer Ağabey, 1960 yılında Konya’da dünyaya geldi. Babası Ahmet Dikicier ve annesi Hafize Hanım’dır. Kardeşler arasında en küçük ikiz evlatlardan biridir. 6 yaşında yetim kalmıştır.

İlk orta lise öğrenimini Ankara’da tamamladı. Yeniçağ Kur’an Kursu’nda Ekrem Doğanay Hoca’dan Kur’an-ı Kerim eğitimi aldı. Askerlik vazifesini Ankara Etimesgut’ta tankçı olarak ifa etti.

1986 yılında Zühal Hanım’la evlendi ve 3 çocuğu oldu. Askerlik sonrası kendi aile şirketleri olan Dikicier’de ticaret hayatına başladı. Dikicier’ler 6 nesildir ayakkabı işi ile iştigal etmektedirler. Muammer ağabey, kardeşleri ile el birliği içinde çalışarak; dürüst ticaretin, infakın, modern zamanda bir Müslümanın ticari hayatta nasıl olması gerektiğinin en güzel misalleri oldular.

Muammer Ağabey, 1994 yılında Ankara’nın manevi direklerinden biri olan Hacı Gedikli Efendi’den maneviyat dersi aldı. Maneviyat yoluna aşkla, muhabbetle, dört elle sarıldı. O zamana kadarki İslami yaşantısına daha çok kalite ve duyarlılık kattı. Takva ve ihsan mertebesinde bir hayatı, evinde, işinde, konuşmasında, seyahatlerinde hülasa her anında yaşama gayreti içerisinde oldu.

ANKARA’NIN MANEVİ VAZİFELİLERİNDEN

Muammer Ağabey, muhterem Musa Topbaş Efendi’ye ve Osman Nuri Topbaş Efendi’ye hizmet etti. 2014 yılında Hacı Gedikli Efendi’nin vefatından sonra Ankara’nın manevi vazifelilerinden biri oldu. Kuvvetli râbıtası ve hizmet aşkı ile merkez şahsiyetin Ankara’daki sesi, sözü; mühim bir temsilcisi oldu.

Muammer Ağabey, namazlarında huşuya dikkat eder; gece ibadetlerini kaçırmazdı. Mütebessim çehresiyle ve sıcakkanlı sohbetleriyle gönüllere nüfuz ederdi. Çok Kur’an okurdu.

Yakın zaman önce ailenin büyüklerinden İbrahim ve Mustafa Ağabeyleri vefât ettiğinde kolu kanadı kırılmış, eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmanın ne demek olduğunu yaşamıştı.

HAYIR EHLİ, HİZMET ERİ, GÖNÜL DOSTU

Abdullah Sert Hocaefendi’nin O’nun hakkındaki şehâdeti gönül dostları nezdinde ne güzel yer ettiğini göstermektedir: “Hayır ehli, hizmet eri, gönül dostumuz Muammer Dikicier Bey kardeşimizin vefâtını öğrenmiş bulunuyoruz. Rabbim şu mübârek mevsimde rahmeti ile yarlığasın! Yakınlarına ve sevenlerine sabr-ı cemîl versin!”

Ne vakit o yüce kapıdan bir davet gelse ikiletmedi, kapının kıymetini bilenlerden oldu. Ankara’dan İstanbul’a gidip gelmek, evinden işine gittiği mesafeden daha kısa geldi. Mânevî görev icrâ etmenin ve mürşidine tam bir teslimiyetle bağlanmanın sorumluluğunu yaşadı.

“Kişi sevdiği ile beraberdir.” sözünü düstûr edindi. Dünya sevgisinin mâneviyât için zehir olduğunu bildi ve dünya ayaklarının altına serilmiş olmasına rağmen, elinin tersiyle itti. Fânî lezzetlere darıldı. Bu dünyadan infakla cömertlikle, zekatla ve fedâkârlıkla geçti. Bu zorlu yolculukta geçitlerin şifresinin sâdât-ı kirâmın kapısında olduğunu bilerek tarîkat-ı âliyyeye sonsuz bir teslimiyetle bağlandı. Pek çok insanın bu yol ile buluşmasına vesîle oldu. Doğru bildiği yoldan hiçbir dünyevî lezzet onu ayıramadı. “Şahsiyetli Bir Nesil İçin: Ankara Gençlik Kulübü” ve “Fasl-ı Gül Hanım Faaliyet Merkezi” onun en güzel sadaka-i câriyeleri ve âhiret sermayeleri oldu.

SELAM OLSUN

Muammer Ağabey, Hacı Gedikli, Hıdır Boyacı, Süleyman Ünsal, Hüseyin Şekerli, Mustafa Altınoluk, Kamil Güdüztepe, Mustafa Alan, Rıza Çöllüoğlu, Mustafa Kalfaoğlu, Abdullah İşler, Hasan Özbek, Hüseyin Uzunoğlu Efendiler gibi nice dostuna kavuştu; geride kalanlara ise “Selam olsun!” dedi ve tatlı bir tebessümle Hakk’a vâsıl oldu.

Rabbimiz rahmetiyle muamele eylesin; geride kalanlara sabr-ı cemîl ihsan eylesin!

Muammer Ağabeyimizin ve tüm geçmişlerimizin rûhu için bir Fâtihâ üç İhlas hediye edelim inşâallah!1

Dipnot: 

Muammer Ağabey’in hayatı, hâtıraları, sohbeti, hatim merasimi ve duası ile ilgili bir video için bkz. (Ankara Gençlk TV Youtube kanalı) https://www.youtube.com/watch?v=BoAa8gZxUGE (19.03.2022)

Kaynak: Vahit Göktaş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 434

İslam ve İhsan

HİZMET NE DEMEK?

Hizmet Ne Demek?

HİZMETİN ÖNEMİ NEDİR?

Hizmetin Önemi Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.