Hayatta Kalmaya Çalışıyorlar

Suriyeli aileler, başkent Addis Ababa sokaklarında kendilerine yardım eli uzatacak birilerini arıyor.

Ülkelerindeki iç savaş sonrası dünyanın dört bir yanına sığınan Suriyelilerin son rotası, hoşgörüsü ve misafirperverliğiyle tanınan Doğu Afrika ülkesi Etiyopya oldu.

Komşusu Sudan, Somali, Eritre ve Güney Sudan’dan gelen yüz binlerce mülteciye kapılarını açan ve Afrika’nın en fazla mülteciye sahip ikinci ülkesi olan Etiyopya, şimdi de yeni bir hayat kurma umuduyla gelen Suriyelilere ev sahipliği yapmaya başladı.

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak ilk önce Sudan'a giden ve burada iş bulamayan Suriyeliler, kendi ülkelerinden binlerce kilometre uzakta farklı bir dil ve kültürün içerisinde yeni bir hayat mücadelesine atıldı.

“KALACAK YERİMİZ VE YİYECEK YEMEĞİMİZ YOK”

İşsizlik ve yoksulluk nedeniyle hali hazırda on binlerce Etiyopyalının sokaklarda yaşadığı başkent Addis Ababa’daki Suriyeli sığınmacılar dilenerek ve yardım toplayarak yiyecek ve barınma ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.

Tek kelime Amharca ve İngilizce bilmeyen Suriyeliler, ellerinde Amharca “Bizler Suriye halkıyız, sizlerin kardeşleriyiz ve savaş yüzünden Etiyopya’ya geldik. Kalacak yerimiz ve yiyecek yemeğimiz yok. Lütfen bize yardım edin” ifadelerinin olduğu kağıtları esnafa ve sokaktaki halka göstererek yardım istiyor.

DOĞU GUTA’DAN ADDİS ABABA’YA

Yolculuklarını ve ülkeye gelme nedenlerini AA muhabirine anlatan Suriyeliler, Etiyopya’ya gelmek istemelerinin asıl nedeninin buranın güvenli olması ve iş bulabileceklerini düşünmeleri olduğunu söyledi.

Addis Ababa’nın ticari merkezlerinden Merkato’da esnafı dolaşarak yardım isteyen 23 yaşındaki Celaleddin Nasır da ülkeye yaklaşık 1 hafta önce gelenlerden.

Doğu Guta’daki çatışmalar sırasında babasını kaybeden ve 16 kişilik ailesiyle Sudan’a kaçan Nasır, bu ülkede 1 yıl geçirmesine rağmen düzenli bir hayat kurmayı başaramadığını anlattı.

Türkiye veya çevre ülkeler yerine neden Etiyopya’ya geldiği hakkında ise Nasır, “Aslında bir yere göç etme tercihimiz hiç olmuyor. O sırada neresi kolaysa oraya gidiyoruz. Sudan’a da o yüzden gittik.” dedi.

Türkiye’de çok fazla Suriyeli yaşadığını, iş bulma şanslarının az olduğunu belirten Nasır, Sudan’daki ekonomik zorluklar sebebiyle de Etiyopya’ya gelmek istediklerini dile getirdi.

“HAYATIMIZI DEĞİŞTİRMEK İÇİN GELDİK”

Etiyopya’ya gelmeleri için bir grup Sudanlının yardım ettiğini söyleyen Nasır, “Etiyopya’ya hayatımızı değiştirmek için geldik. İş bakmaya geldik. Eğer iş bulabilirsek burada uzun süre kalmak istiyoruz.” diye konuştu.

En büyük sıkıntılarının barınma olduğunu belirten Nasır, arkadaşlarıyla kirasını ödemek için uğraştıkları bir evde toplu halde kaldıklarını ifade etti.

İşçi ücretlerinin çok düşük olduğu Addis Ababa’da yaşamak isteyen ve ülkeye turist vizesiyle gelen Suriyelilerin bir ay sonraki akıbetleri ise belirsiz.

Birleşmiş Milletler ofisinden alınan bilgiye göre, Addis Ababa yönetiminin izin vermesi halinde bu kişiler, mülteci statüsü alabilir ve ülkedeki 900 bin mülteciyle aynı haklara sahip olabilir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.