Halep'te Kaybettiği Babasına ve Kardeşine Kavuştu

Halep'in doğusundaki kuşatmada annesi ile iki kardeşi hayatını yitiren ve kendisi de ağır yaralanan 12 yaşındaki Merve Hamza'nın, tahliye sırasındaki yoğunluk yüzünden kaybettiği yaralı babası ve kardeşi İdlib'te bulundu.

Suriye'de Beşşar Esed rejimi ordusu ve rejim yanlısı yabancı terörist grupların kuşatmasındaki Halep'in doğusundan tahliye edilirken babasını ve kardeşini kaybeden 12 yaşında Merve Hamza, savaştan geriye kalan iki kişilik ailesine Türkiye'de kavuştu.

Doğu Halep'teki evlerinin bombalanmasıyla annesi ve iki kardeşi yaşamını yitiren, enkaz altında kaldığı için ağır yaralanan Merve, bölgeden tahliye edilirken yaralı babasını ve 6 yaşındaki kardeşi Yusuf'u kalabalıkta kaybetti.

Teyzesi ve eniştesiyle Türkiye sınırına gelen ve ambulansla Hatay'daki Antakya Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Merve, burada tedavi altına alındı.

Geçen hafta Merve'nin, babasının ve kardeşinin bulunması isteği şans eseri gerçek oldu. Kızın babasının İdlib'teki bir sahra hastanesinde olduğu bilgisine tesadüfen ulaşıldı, durumunu aktardığı İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, İl Sağlık Müdürlüğü ve Antakya Devlet Hastanesi yetkililerinin girişimiyle baba Muhammed ve kardeşi Yusuf Türkiye'ye getirildi.

KAVUŞMA ANI

Tedavi gördüğü hastanede "Şu an en çok ne istersin?" sorusuna "Babamın ve kardeşimin yanımda olmasını" cevabını verdiği sırada, her ikisini de karşısında gören çocuğun mutluluğu AA kamerasına yansıdı.

Herkesi duygulandıran kavuşmada, baba ve kızı uzun süre sarılıp öpüşerek hasret giderdi. Merve Hamza, yaşadığı mutluluğunun kelimelerle tarif edilemeyeceğini söyledi.

Bir anda babasını ve kardeşini karşısında görünce çok heyecanlandığını, tüm acılarını unuttuğunu belirten Hamza, "Bir gün geleceklerini biliyordum ama o gün bugünmüş. Babamı ve Yusuf'u çok özledim, çok dua ediyordum, Allah hepsini kabul etti, şu an babamla birlikteyim. Bana babamı ve kardeşimi getirdiniz, Allah sizlerden razı olsun." dedi.

ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDAYDIK

Hamza, en büyük hayalinin ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı görmek olduğunu vurgulayarak, şunları dile getirdi:

"Allah ondan bin kere razı olsun. Allah onu çocuklarına bağışlasın. Bizi kabul etti. Biz ölümle yaşam arasındaydık, bizi kabul edip buraya getirdi ve tedavi ettiler. Suriyelileri ondan başka düşünen yok. Suriye'de doktor yok, yaralanan ölüyordu. İran, Lübnan ve rejim bizi herkes vuruyordu, bizi düşünen sadece Türkiye oldu. Allah, Suriye halkını korusun. Babamı bana getirdiniz, bir daha asla elini bırakmayacağım, hep birlikte olacağız. İnşallah babam da iyileşecek."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.