'gözetimsiz Sınav' Uygulaması Hayata Geçirildi

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un dile getirdiği "gözetimsiz sınav" uygulaması, Ağrı Alparslan Ortaokulunda da hayata geçirildi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un, katıldığı bir programda dile getirdiği "gözetimsiz sınav" uygulaması", Ağrı Alparslan Ortaokulunda da başladı.

Bakan Selçuk'un teşvikiyle Türkiye'nin farklı bölgelerinde uygulanan gözetimsiz sınav, Ağrı'da pilot olarak seçilen Alparslan Ortaokulunda hayata geçirildi.

"Biz size güveniyor ve inanıyoruz" temasıyla başlatılan uygulama dolayısıyla İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Faruk Tekin, okulda 8/F sınıfı öğrencileriyle bir araya geldi.

Öğrencilerin sınav kağıtlarını dağıtan Tekin, yaptığı açıklamada, okulda gözetimsiz sınav yapıldığını öğrendiğinde gelip görmek istediğini söyledi.

Okul idaresi ve ilk sınavı yapacak öğretmenin öğrencilerine çok güvendiğini ifade eden Tekin, "Öğrenciler de kendilerine çok güveniyorlar. Ben de sınav kağıtlarını dağıttım. Sınıftan çıkacağız ve öğrencileri yalnız bırakacağız. Sınıf, gözetmen olmadan öğrencilerimize kalacak. Bakanımız Sayın Ziya Selçuk, özellikle illerimizde gözetmensiz sınavı dile getirdi. Gündeme getirdiği andan itibaren ilimizde uygulamaya başladık. Pilot olarak da bu okulumuzu seçtik. Diğer okullarımızda da bunu yaygınlaştıracağız. Başarılı olacağımıza da inanıyoruz." diye konuştu.

"Bize güvenmelisiniz. Biz bunu yapabiliriz"

Sınıf öğretmeni Yasin Aybay, 14 yıldır görev yaptığı okulda uygulamanın başarıya ulaşacağına inandığını söyledi.

Aybay, "Öğrencilerime çok güveniyorum. İnşallah yüzümüzü karar çıkartmazlar ve örnek oluruz. Biz de bu ilkin heyecanını yaşıyoruz. Artık inşallah hep birlikte başarırız. Her şey öğrencilerimizin elinde. Biz onlara güveniyoruz." dedi.

Projeden dolayı Bakan Selçuk, okul idaresi ve öğretmenlerine teşekkür eden öğrenciler de kendilerine olan güveni boşa çıkarmayacaklarını ifade etti.

Öğrencilerden Helin Keskin, uygulamanın yaygınlaştırılması gerektiğine inandığını belirterek, "Bize güvenmelisiniz. Biz bunu yapabiliriz. Bununla öncelikle kendimize olan güvenimiz artar. Bence bu uygulama her yerde olmalı." ifadelerini kullandı.

"Babamın tayini nedeniyle Ağrı'ya geldik" diyen Furkan Özbilek de şöyle konuştu:

"Bence bu mantıklı bir proje. En azından bize güvendiklerini görebiliyoruz. Önümüzde bir LGS sınavı var. En azından ona bir hazırlık gibi olacak. Çok heyecanlıyım. Bize güvendiklerini söyledikleri için Bakanımız Ziya Selçuk'a da teşekkür ediyorum."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.