Gençlik Hevesiniz Sağlığınızı Bozmasın!

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Süha Alzafer, önlenilebilir en önemli sağlık sorunlarından biri olan tütün kullanımının zararları ve çarpıcı gerçeklerle ilgili bilgi veriyor.

Sigara, nargile, puro ve pipo… Çoğu zaman bir gençlik hevesi olarak başlayan ve ileride neden olacağı sağlık sorunları göz ardı edilen zehirli maddeler… Ülkemizde 100 bin, dünya genelinde ise tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle yılda 6 milyon kişi hayatını kaybediyor. Türkiye’deki ölümlerin yüzde 23’ü tütüne bağlı hastalıklar nedeniyle gerçekleşiyor. Ülkemizde 16 milyon, dünyada ise 1,2 milyar kişi tütün kullanıyor. Rakamlar son derece korkutucu…

DÜNYADA 4. SIRADAYIZ

Tüm bu yüksek rakamların yanı sıra özellikle ülkemizde son yıllarda sevindirici bazı gelişmeler de yaşanıyor. Tütünle mücadele kapsamında yapılan hizmetler sonucunda, 15 yaş üzeri nüfusun sigara içme oranı 2006 yılında yüzde 33,4’ken bu oran 2012 yılında yüzde 27,1’e geriledi. 2008 yılında yaklaşık 2 milyon 200 bin kişi sigarayı bıraktı. Kapalı alanlarda sigara dumanına pasif maruziyet yüzde 60 ve yasak olmamasına rağmen evlerde sigara içenlerin oranı yüzde 35 azaldı. Tütünle mücadelede Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kriterlere göre ülkemiz dünyada başarılı ilk 4 ülke arasında yer alıyor.

SİGARANIN SAĞLIĞA ZARARI SONSUZ

1-  Sigara cildin sağlıklı görünümünü bozuyor, soluk ve sağlıksız görünmeye neden oluyor.

2- Sigara içenlerde dişler beyazlığını kaybediyor ve sararıyor. Dişeti hastalıklarının ortaya çıkmasına neden oluyor ve var olan dişeti hastalıklarının daha da kötüleşmesine yol açıyor.

3-  Sigara tat ve koku alma duyusunu azaltıyor. Dudak ve ağız içi kanser görülme sıklığını arttırıyor.

4- Sigara içen kişiler çevrelerine kötü bir koku yayıyor. Bu koku özellikle sigara içmeyen kişiler için çok rahatsız edici.

5- Gırtlak ve nefes borusunda iltihaplanma, ses tellerinin yapısının bozulması, seste kalınlaşma ve gırtlak kanserine yol açıyor.

6- Kalp ve damarların görmüş olduğu zarar ve tahribattan dolayı kalp krizi, damar tıkanıklığı, tansiyon yükselmesi gibi sakıncalar ortaya çıkıyor.

7- Beyinde felç, ileri yaşta bunama ve Alzheimer riski artıyor. Her nefeste yaklaşık 50 bin hücrenin ölümüne sebep oluyor.

8- Gözlerde katarakt ve ileri yaşta körlük meydana geliyor.

9-Akciğerlerde kansere yakalanma, bronşit ve amfizem gibi rahatsızlıklar meydana geliyor. Bunlar arasında özellikle KOAH hastalığının ana nedeni.

10- Mide ve yemek borusunda kanama, ülser ve kanser oluşumunu arttırıyor.

11- Pankreas kanseri riski artıyor.

12-  Kısırlık, çocuk düşürme, sakat ve erken doğum, düşük tartılı doğum, erken menopoz, rahim ağzı kanseri gibi tehlikeler oluşturuyor.

13-  İktidarsızlık, ereksiyonda azalma, döllenme yetersizliği ve kalıtımsal bozukluklara zemin hazırlıyor.

14- Mesane kanserine neden oluyor.

15- Ellerde, parmaklarda sararma, tırnaklarda, zayıflama görülüyor.

16- Kemik erimesine sebep oluyor.

17- Kol ve bacak damarlarında tıkanıklıklar oluşturuyor.

18-Kılcal damarlar, el ve ayaklardan başlayarak, kol ve bacaklara kadar tıkanıp bu organların kesilmesine kadar varan Burger hastalığı gibi sorunların oluşmasına neden oluyor.

19- Vücutta, yorgunluk, uykusuzluk, ruhsal gerilim, stres, performans düşüklüğü, reflekslerde azalmaya neden oluyor.

20- Sigara içenlerde solunum yolu enfeksiyonları daha sık görülüyor ve iyileşmesi daha uzun zaman alıyor. Sigara ilaçların etkisini azaltabiliyor.

SİGARA VE NARGİLEYLE İLGİLİ ÇARPICI GERÇEKLER

Son yıllarda özellikle gençler arasında trend haline gelen nargile de en az sigara kadar zararlı. İçerisindeki ağır metaller nedeniyle 1 nargile belki de 4-5 paket sigarayla eşdeğer zarara yol açabiliyor. Nargilenin bu kadar zararlı olmasının nedeni içerdiği nikel, kobalt ve kurşun oranının sigaradan çok daha yüksek olması. Nargile içilen mekanların giderek yaygınlaşması ve aromalılarının tüketilmesi, özellikle gençler arasında nargilenin daha sosyal ve zararsız bir tütün ürünü olduğu yönünde yanlış bir kanaat uyanmasına neden oluyor. Ayrıca nargile cafelerde umuma açık bir şekilde kullanılan ve yeterince dezenfekte edilmeyen nargileler aracılığı ile verem başta olmak üzere birçok enfeksiyonel hastalık kişiden kişiye bulaşabiliyor.

SİGARANIN BAĞIMLILIK YAPMA GÜCÜ KOKAİNİN 5 KATI

Sigarayı bırakabilmenin ilk ve en önemli koşulu, öncelikle bunu istemek ve bu konuda karar almak. Çünkü sigara hem fiziksel hem de psikolojik bağımlılık yapıyor. Öyle ki sigaranın bağımlılık yapma gücü kokainden 5 kat daha yüksek. Tablet halinde bir takım ilaçlar, nikotin sakızları, nikotin bantları ve akupunktur sigarayı bıraktırma yöntemleri arasında yer alıyor. Ama sonuca ulaşmayı sağlayan en önemli faktör bunu gerçekten istemekten geçiyor. Dünya Sağlık örgütü 1 ay boyunca günde sadece 1 adet sigara içen bir kişiyi bile bağımlı olarak kabul ediyor.

10 YIL SONRA BİLE OLSA 1 TANESİ YETİYOR

Sigara kullananlarda beyinde oluşan nikotin reseptörleri ömür boyu varlıklarını sürdürüyor. Bu nedenle sigarayı bırakmış olan bir kişi 10 yıl sonra bile 1 adet sigara içtiğinde nikotin reseptörleri uyanıyor ve ertesi gün 1-1,5 pakete geçebiliyor. Bu nedenle sigarayı bırakmış olanların ne olursa olsun, bir adet sigarayı içmemeleri gerekiyor.

YANINDA İÇMESENİZ DE ZARARLARI BEBEĞİNİZE GEÇİYOR

Sigara içilen ortamda bulunan pasif içiciler en az aktif içiciler kadar zarar görüyor. Ancak yapılan son araştırmalar gösteriyor ki, sigaranın zararları etkileri kişinin üzerine siniyor ve onunla beraber dolaşıyor. Örneğin, anne bebeğini salonda bırakıyor, balkona çıkıyor. 1 adet sigara içip tekrar salona giriyor. Bebeğini kucağına alıp öpüp, koklayıp seviyor. 1 saat sonra bebeğin idrarı tahlil edilince sigarayla ilgili atıklar saptanıyor. Yani annenin teninden, nefesinden sigaranın toksinleri bebeğe geçiyor.

Eğer sigara kullanıyorsanız Sağlık Bakanlığı Sigara Bırakma Hattı olan Alo 171'i arayabilirsiniz.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.