Etiyopya'da Kuraklık Hayatı Olumsuz Etkiliyor

Etiyopya, Afrika Boynuzu’nda yer alan büyük bir Doğu Afrika ülkesi.

Sudan, Güney Sudan, Eritre, Cibuti, Somali, Kenya, Uganda ile komşu olan ülke Afrika kıtasının en kalabalık ikinci ülkesi. Tarihte bilinen en eski medeniyet olan ülke, Mussolini dönemindeki İtalyan işgali dışında tarih boyunca bağımsızlığını koruyabilmiş sömürge olmayan tek Afrika ülkesi.

Ayrıca, Etiyopya yani Habeşistan İslam’ın ilk muhacirlerini ülkesinde ağırlayan ve Mekke müşriklerine teslim etmeyen Habeş Kralı Necaşi’nin ve Müslümanların ilk müezzini Bilal-i Habeşi’nin de ülkesi.

ETİYOPYA AÇLIK VE SUSUZLUK İLE MÜCADELE EDİYOR

Etiyopya’da son yılların en şiddetli kuraklığı yaşanıyor. Çocuklar çamurlu göllerin sularından içiyor, hayvanlar bitki kökleri ile besleniyor. Yiyecek yokluğu sebebiyle insanlar bir deri bir kemik kalmış durumda. Ülkede kıtlığa dayalı göçler başladı. Müslüman nüfusun yoğun olduğu bölgelerdeki insanlar eşyalarını daha doğrusu evlerini develerin üstünde taşıyor.

Siyasi otoriteler yaşanan kıtlığı duyurmama çabası içerisinde. 

Kuraklığa, kıtlığa dayalı göçe ve ölümlere şahitlik eden Deniz Feneri Derneği Ankara Şube Koordinatörü Hamit Kunt Habeşistan Müslümanları için acil destek çağrısında bulunuyor.

Kunt, “Etiyopya’da kuraklığa bağlı yaşanan kıtlıktan en çok çocuklar etkileniyor, çamurlu göllerden su içiyorlar, geçim kaynağı olan hayvanlar açlık ve susuzluktan telef oluyor, bitki kökleri ile yaşamaya çalışıyorlar. Çok üzücü ki İnsanlar da zaman zaman bitki kökleri ile besleniyor. Dünya’nın yüzünü Afrika’da yaşananlara çevirmesi lazım. Etiyopya’nın karnını doyurmamız gerekiyor" dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.