
Enbiyâ Suresi 104. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Enbiyâ Suresi 104. ayeti ne anlatıyor? Enbiyâ Suresi 104. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Enbiyâ Suresi 104. Ayetinin Arapçası:
يَوْمَ نَطْوِي السَّمَٓاءَ كَطَيِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِۜ كَمَا بَدَأْنَٓا اَوَّلَ خَلْقٍ نُع۪يدُهُۜ وَعْدًا عَلَيْنَاۜ اِنَّا كُنَّا فَاعِل۪ينَ
Enbiyâ Suresi 104. Ayetinin Meali (Anlamı):
O gün biz gökyüzünü yazılı kağıt tomarlarını dürer gibi düreceğiz. Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız.
Enbiyâ Suresi 104. Ayetinin Tefsiri:
Bir
yazarın yazdığı kağıtları rulo yapıp dürdüğü gibi Allah Teâlâ kıyamet günü,
içindeki bütün güneş, ay ve yıldızlarıyla gökyüzünü öyle dürecektir. Bu ifade,
hem Cenâb-ı Hakk’ın nihâyetsiz kudretini, hem de kıyametin gökleri ve yeri
saran akıl almaz dehşetini gözler önüne sermektedir. Bu hususa işaret eden
başka âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur.
“Onlar
Allah’ı, kudret ve azametine yaraşır bir şekilde tanıyamadılar. Oysa kıyâmet
günü yeryüzü bütünüyle O’nun avucunda ezilip un ufak olacak, gökler de yine
O’nun elinde dürülmüş bir hâle gelecektir. Bu üstün sıfatların sahibi olan
Allah, onların koştukları ortaklardan çok uzak, çok yücedir.” (Zümer 39/67)
“O
gün yer başka bir yerle, gökler de başka göklerle değiştirilir. İnsanlar da
kabirlerinden kalkıp bir olan, her şeyi kudret ve hâkimiyeti altına alan
Allah’ın huzurunda toplanırlar.” (İbrâhim 14/48)
“Güneş
dürülüp ışığı söndüğü zaman. Yıldızlar kararıp döküldüğü zaman…” (Tekvîr
81/1-2)
O
gün Cenâb-ı Hak hem gökleri ve yeri, hem de insanlar dâhil tüm varlıkları yok
edip silecek, sonra onları ilk defa nasıl yarattı ise âhiret âlemine uygun
tarzda öylece yeniden yaratacaktır. Bu, kesin olarak va‘dettiği bir hakikat
olup, mutlaka yerine getirecektir. Bu mânada diğer âyet-i kerîmelerde şöyle
buyrulur:
“Onlar
sıra sıra dizilerek Rabbinin huzuruna çıkarılacak. Onlara: «Yemin olsun ki,
sizi ilk defa nasıl yaratmışsak, aynen öyle mal, evlat, makam gibi dünyevî
hiçbir şeye sahip olmaksızın bize geldiniz. Oysa siz, yaptıklarınızın hesabını
soracağımız belli bir zaman ve mekan tayin etmeyeceğimizi sanmıştınız!» diye
nidâ edilecek.” (Kehf 18/48)
“Andolsun
ki, sizi başta nasıl tek tek yaratmışsak, şimdi de tek tek yapayalnız
huzurumuza geldiniz ve dünyada size verip hayaline daldırdığımız her şeyi
arkanızda bıraktınız…” (En‘âm 6/94)
Amelleriyle
baş başa kalacağı o yalnızlık gününde kulun imdadına yetişecek şeylerden biri
dünyada kespettiği sâlihlik, ikincisi de âlemlere rahmet olan Peygamberimiz
(s.a.s.)’in şefaatine nâiliyettir:
Enbiyâ Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Enbiyâ Suresi 104. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR