Dürüst ve Güvenilir Olmanın Önemi Nedir?

Dürüst ve güvenilir bir insan olmanın önemi nedir? Dürüst ve güvenilir bir insan davranışlarında nelere dikkat eder? Güvenilir bir insanın özellikleri...

Güvenilir insanı tanımlamak için “dürüstlük”, “yalan söylememek”, “sadakat”, “samimiyet”, “saygılı olmak”, “sır tutmak”, “güvenilir olmak”, “yardım severlik”, “açık sözlülük”, “sözünü tutmak” gibi ifadeler kullanılır.

DÜRÜST VE GÜVENİLİR OLMANIN ÖNEMİ

Güvenilir bir insan olmanın, saygıdeğer bir kişiliğin ve vakarlı olmanın zemininde dürüstlük vardır. Böyle bir temelden mahrum bir kişilik zeminine, sağlam bir şahsiyet inşası mümkün değildir.

Dürüstlük dinamiği eksik olan bir şahsiyet dili, etkili değildir. Böyleleri, etkin bir lider, eğitimci, dost ve ağabey olamazlar. Diğer bir ifadeyle “adam” olamazlar. Dürüstlüğün şahsiyete yerleşmesinde, sözde doğruluk önemli olduğu gibi, muamele dediğimiz, işte ve ilişkilerde dürüst davranmak da son derece ehemmiyetlidir.

Ebû Hureyre -radıyallahu anh-  şöyle anlatır:

“Peygamberimiz bir gün buğday pazarına uğramıştı. Mübarek elini, içine buğday doldurulmuş bir kaba daldırdığında parmaklarının ıslandığını gördü. Bunun üzerine buğday sahibine:

«– Bu ne?» diye sormuştu. O kişi de:

«– Onu yağmur ıslattı, ey Allah’ın Resûlü», deyince, Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-:

«− O ıslak kısmı insanların görmesi için üste koysaydın ya. Bizi aldatan bizden değildir» buyurdu.”

Dürüstlük, kişisel ilişkilerden toplumsal ilişkilere, ticari ve mesleki faaliyetlerden kamu görevlerine kadar hayatın bütün alanlarını kapsayan ve mutlaka riayet edilmesi gereken bir erdemdir. Unutulmamalıdır ki, işçi-işveren; âmir-memur; hizmet alan-hizmet veren; müşteri-satıcı; eş, dost, arkadaş ve komşular birbirlerine güvenmezlerse, böyle bir toplumda huzur ve mutluluktan söz edilemez.

Günümüzde, modernizmin ahlâkın güncelliğini kaldırması sonucu, yalan prim yapan bir konuma oturdu. Üç- kâğıtçılığa açıkgözlülük denildiği, rüşvet yemeyen memura ahmak gözüyle bakıldığı bir toplum yapısı, çürümüş bir yapıdır. Bu durum, toplum bilimcilerini düşündürmelidir.

Kaynak: Dr. Adem Ergül, Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik, Erkan Yayınları

İslam ve İhsan

DÜRÜSTLÜK NEDİR? DÜRÜST İNSANIN ÖZELLİKLERİ

Dürüstlük Nedir? Dürüst İnsanın Özellikleri

DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK İLE İLGİLİ HADİSLER

Doğruluk ve Dürüstlük ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.